AY OLU / AY ÖLÜ
Original-Latin : OYOLU / OYÖLÜ
Transcript :
Astronomical illustration (a 12-month calendar is drawn) on this page 67r. (The first month is 'AL-OLU' / 'AL-ÖLÜ' (January).
In old Turkish the word OY OLU translates into modern Turkish as AY ÖLÜ, and-or AY OLU. This is a compound word which is the combination of the two words: “AY ÖLÜ”
Once the original letter are transcribed in Latin, the word would appear as “AY+ÖL-Ü”, and “AY+OL-U”.
The last letter “-U”/”-Ü” is an object specifier suffix. The object specifier is a form of suffix which is governed by the vowel harmony rules. “-I, -İ, -U, -Ü” are used with root nouns which end in a consonant, or used with extended (already suffixed) nouns which end with a consonant. The Direct Object Pointer suffixes “-I, -İ, -U, -Ü” in Turkish are equivalent to “the, it, that, this, it's, its, itself” in English. (Clauson, Guise) The modern Turkish dialect today uses the word “OY” as “AY”. In Turkish the word “AY” has dual meaning, (1) “month”, (2) “moon”. Despite the fact that modern Anatolian Turkish employs the word “AY”, the Uzbek-Turkish group still uses the word “OY” just as the author would have 600 years ago. In addition to this, the definition has also remained unchanged.
The following identify potential dialectic changes in both writing and phonology: [oy, ay, āy, ujăh, ай, āý, ıy, ay, ấy, āy]. (Clauson, Gülersoy, Akalın)
The root word “OL”:
“to be, beginning, become, have, happen, get, endure, obtain, come into being, consist, exist, to be exist, existing, existence, happening, occurrence, maturation, first/beginning, beginning of something, be present, reside” in English. “AYOLU” means “the beginning of the months” (which implies “the first month” of the calendar).
The root word “ÖL”:
"ending-life/endings", “die”,”the dead”, “death” and “being motionless” in English.
“AY ÖLÜ” means “the dead month”. It has been used as an analogy, and/or it has been used as a metaphor in Turkish to describe the 'month without work'. This is suggestive of the fact that the entire calendar was based on the agricultural cycle, for the analogy of having a “work-less month” described as a “dead” one, further highlights the centrality of the agricultural importance. Furthermore, the first month (January) is usually winter season when farmers do not work. A synonym for the word “AYÖLÜ” is “CAN-ARALI-AY” (dead month) in old Turkish. [OL/Olu = 'Can+Var' / 'Can + Varu/varı' (canın varması). ÖL/Ölü = Can aralı/Ço an aralı/Çoğ an aralı/Jan Aralı )canın aralanması)]
Bu sayfada 12 aylık bir takvim çizilmiş.
Yazar tarafından iki farklı şekilde okunur olarak yazılmış bu sözcüğü 'AY + OLU' ve 'AY + ÖLÜ' olarak okuyoruz. 'Ay+olu' sözü 'ayların olmaya/doğmaya başladığı ay', anlamında kullanılmıştır. Yani 'ilk-ay'. AY + ÖLÜ sözü ise 'Ölü geçen yani hiç bir yapacak işin olmadığı ölü-ay anlamında yazılmıştır. Bu yazım şekli ile yazar yılın ilk ayını adını 'ilk-ay' ve aynı zamanda 'ölü-ay' olarak vermiş oluyor. Burada 'OLU' sözcüğü 'canın varması' (can+var) 'ÖLÜ' sözcüğü de 'canın+aralanması' sözcükleri ile eş anlamlı olarak Eski Türk dillerinde kullanılmış olmalıdır.
NOT: Bu sözcüklerin diğer başka dillere eş anlamlıları üzerinden alıntılanması söz konusu oluş olmalıdır. 'ÇOAN'/ÇOĞAN' (can) sözcüğü Sümer Öncesi dönemde Turani dillerde 'ço-'/'çoğ-' sözcüğünün yanına 'an' sözcüğü eklenerek yapılmış bir sözcüktür. Bunları ayrıca makalelerimde detaylı olarak açıklıyorum. Bu sözün anlamı 'yaşam', 'bebek'/'çocuk', 'hamilelik', 'tekrar-doğmak', 'başlangıç ve bitiş', 'doğum ve ölüm', 'ol/olmak ve öl/ölmek', 'beginning and ending' gibi anlamlara gelen sözcüktür. Türk dilindeki bu sözden 'çağ' ve 'çağa/çaga', 'çoğalmak'/'çok-olmak (artmak) sözcükleri türetilmiştir. Bugün dil bilimciler bu sözcüklerin bazılarını farklı kökten doğdu diye düşünmekteler. Bugün 'çoğan'/'çoan' sözünün Türk dilinde evrilmiş bir hali olan 'can' sözünü görüyoruz. Farsçada da bu söz 'can' (yaşam anlamında) kullanılmaktadır. Bu sözcük Orta Farsça 'gyan' şeklinde (ruh) anlamında kullanılıyor. Bu sözcük de aynı anlamda Sanskritçe 'vyana' (ruh) sözcüğü ile eş kökenlidir. Avesta (Zend) dilinde ve Sanskritçe "canlı" anlamına gelen 'jiva' sözü Orta-Farsça 'zivag' şeklinde ve aynı anlamda kullanılmıştır. Ön-Türk/Turani dilde '*çoğan'/'*çoan'/'*çağan' seslendiriliş biçimlerinden birisinden dar anlamı ile bu sözün eklemeli bir dil olan Sümer diline geçtiğini görüyoruz. Sümer dilinde bu sözcük 'şağan' ('gebe, hamile, verimli/yaşam-veren' anlamında kullanılmıştır.) Ancak Sümer dilinde 'ŞAĞAN' ve Turani kök dilde 'ÇOĞAN' sözleri 'içerisinde yaşam suyunun veya kanının bulunduğu kutsal bir kaseye veya çantaya verilen ad' olarak da yaşamıştır. Dilimizdeki 'çanta' sözü de buradan gelmektedir. 'Çoğ+an+ta' sözü Farsça kökenli sanılır ancak alakası yoktur. Farsça toplama bir dildir. Eski sözcük varlığının büyük kısmını eklemeli Ön-Türk dillerine ve diğer bir çok dil gibi Turani kök dile borçludur.
Batılı dillerde 'Janus', 'Janian' ve 'January (n.)' sözlerinin kökündeki 'jan-' sözü bugün Türk dilinde kullandığımız 'can' (çoğan/çağan) sözü veya Sümer dilindeki 'şağan' sözcüğü tamamı ortak geçmiş kökten gelen sözcükler olmalıdır. Hint Avrupa dillerine dar anlam içeriği ile alıntılamışlardır.
Links
Sources
Page |
Row Number |
Word Sequence/Column Number |
67r |
0 |
0 |