ÖYFE LÖR / ÖYFE+LÖR
Original-Latin : ÖFİLÖR / ÖFLÖR
Transcript : ÖFİLÖR / ÖFLÖR
ÖFİLÖR sözcüğü bileşik sözcüktür. İlk sözcüğün ses yakını ÖYFE “akciğer” anlamındadır. Bunun yanına bitişen LÖR sözcüğü “Su kıyılarında biten bir bitki” anlamında kullanılır. Karadeniz yöresinde buna LÖR OTU (lörotu) diyenler de vardır. Sözlüklere baktığımızda CİĞER OTU adında [Lat.Marchantia polymorpha / Marchantiaceae familyasından bir yosun türü / Umbrella Liverwort family (Marchantiaceae)] bir bitki adı ile birlikte ve CİĞER OTLARI diye bir madde daha görüyoruz. CİĞER OTLARI anlamca: “Lat.Hepaticae / Kara yosunları (Bryophyta) bölümünden, talli bitkiler ile borulu bitkiler arasında bir geçit oluşturan sınıf” demektir. Yani CİĞER OTU ve CİĞER OTLARI diye iki ayrı bitki adı görmekteyiz. El yazmasında bu sözcüğün yazıldığı yerde yapılmış bitki/yosun çizimine bakmak isteyecek bitki bilimciler belki yazarın ÖYFE+LÖR derken hangisini kastettiğini söyleyebilirler.
Bakınız: https://sozce.com/nedir/218478-lorotu
https://sozce.com/nedir/250418-oyfe
https://sozce.com/nedir/64182-ciger-otu
AŞAĞIDA İNGİLİZCE VE TÜRLÇE OLARAK DAHA DETAYLI OKUYABİLİRSİNİZ: (Aşağıda yazılanlar bu sayfadaki diğer notlarım gibi dil ve yazım hataları düzeltilmemiş ham notlardan bu sayfaya aktarılmıştır.)
The word ÖFLÖR/ÖFİLÖR/OFLOR is a compound word as ÖFİL+LÖR/ÖFL+LÖR. The phonetic value of the first word ÖFİL/ÖFL has very close phonetic valu of todays word/name ÖYFE.
ÖYFE means “lung”. It is calling as "akciğer" in Turkish. However, the Turkish equivalent of the English word "liver" is "kara+ciğer" (black+liver). And the word "ak+ciğer" (white+liver (lung)) was created by combining two words. Those are AK (white) and CİĞER (liver).
The word ÖYFE may have probably evolved from a reflection sound word (onomatopoetic word) such as “ÖF, ÖYF, ÜF, HOF, HÖF” > OF. And this onomatopoetic word root may possibly have been derived from the sound of "air blowing" (by lungs reflected-sound in a mouths which can call as an onomatopoetic root). Such as ÜFLER / üflemek (to blow / blowing). These words ÖYFE (lung) and ÜFLE (üflemek / to blow) are words that have clouse phonetic value to each other.
Therefore, they (ÖYFE and ÜFLE) probably evolved from this ancient onomapoetic common root sound-value decomposition.
So, These ÖYF-/ÜF- words are root words arising from the reflection of a "blowing sound" such as "uff-"/"of-" or "uff". The words ÖYF-LE and UF-LE were derived by adding the word-suffix -le/-la (which was also used in the old Turkish period) to this root word, which produces verbs from nouns and adjectives. In other words, the word ÖYFE may have evolved with the loss of the -L- sound of the word ÖYFLE.
The word +LÖR next to it means “Su kıyılarında biten bir bitki” (the plant which growing on arround water shores). In the Black Sea region in Turkey, there are also those who call it as "LÖR OTU".
When we search the dictionaries to see if there is a plant that is directly related to the name of this plant in the dialects of today's Turkey Turkish, we come across the name "CİĞER OTU".
In this case, the meaning of the word "ÖYFE LÖR" can be translated as "LIVER GRASS / LIVER PLANT / LIVER GREEN" and/or "near water shores growing air blowing plant" in English. (If we translate this plant name directly to Englis from its Turkish name content like 1/1).
So, may be botanists tell us more about if there is any connection or any logic to give this plant such name as "water shores growing air blowing plant" or "LUNG GRASS / LUNG PLANTS". But we can say that the name of this plant is formed by combining these two words (ÖYFE+LÖR) together.
When we search the dictionaries to see if there is any plant name with similar phonetic value and with similar meaning that directly to the name of this plant in today's Turkey Turkish dialects. Than we come across the name "CİĞER OTU" and "CİĞER OTLARI" (Lat. "Marchantia polymorpha" / a species of moss from the Marchantiaceae family / Umbrella Liverwort family (Marchantiaceae) and "Hepaticae" ) in dictionaries.
In other words, we see two different plant names in dictionaries: CİĞER OTU (Marchantia polymorpha) and CİĞER OTLARI (Hepaticae / Bryophyta). Probably, botanists who would like to look at the plant/moss drawing made where this word is written in the manuscript, may be able to tell which of these the author means or drawn when she/he says ÖFE+LÖR / ÖYFE+LÖR.
See:
https://sozce.com/nedir/218478-lorotu
https://sozce.com/nedir/250418-oyfe
https://sozce.com/nedir/64182-ciger-otu
https://sozce.com/nedir/324615-uflemek
https://sozce.com/nedir/64138-cier
https://sozce.com/nedir/65308-ciyer
https://www.nisanyansozluk.com/?k=%C3%BCflemek
https://www.etymonline.com/word/liver
https://www.etymonline.com/word/live?ref=etymonline_crossreference#etymonline_v_12328
I would also like to note that the English word LIVER and the word CİĞER (CİYER/CİER/*CİVER) seem close to each other in terms of their phonetic value. This type of sound changes may also have been experienced by word evolution in the language that received the word. Moreover, the word CİĞER in our language can be used in the sense of both lung and liver among the people.
ÖFLÖR/ÖFİLÖR/OFLOR sözcüğü bileşik sözcüktür. İlk sözcüğün ses yakını ÖYFE “akciğer” anlamındadır. Halk arasında kısaca "ciğer" olarak da adlandırılmaktadır. (ÖYFE sözcüğü muhtemelen “ÖF, ÖYF, ÜF, HOF, HÖF” > OF gibi bir yansıma sesten evirilmiş olabilir ve bu ses muhtemelen ciğerden hava üflerken çıkan üsleme taklidi yansıtılmasından türemiş olabilir.) Bu ÖYFE (akciğer) ve ÜFLE (üflemek) kelimeleri de birbirine yakın fonetik değeri olan kelimelerdir.
Bu nedenle, muhtemelen bu eski bir ses yansımalı (onomapoetik) ortak kökten ses-değeri ayrıştırmasıyla evrilmiş olmalıdırlar.
Bu ÖYF-/ÜF- sözcükleri "öf-"/"of-" veya "üf" gibi bir "üfleme sesi" yansımasından doğmuş olan kök sözcüklerdir. Bu kök sözcüğe, ad ve sıfatlardan fiil üreten (eski Türkçe döneminde de kullanılıyor olan) -le/-la sözcük-eki (yapım eki) getirilerek ÖYF-LE ve ÜF-LE sözcükleri türetilmiştir. Yani ÖYFE sözcüğü ÖYFLE sözcüğünün -L- sesini yitirmesi ile evrilmiş biçimi olabilir.
Bu yansıma sesten türemiş olan kökün yanına bitiştirilmiş olan LÖR sözcüğü “Su kıyılarında biten bir bitki” anlamında dilimizde kullanılmaktadır. Karadeniz yöresinde buna LÖR OTU (lörotu) diyenler de vardır.
Bu durumda "ÖYFE LÖR" sözcüğü anlam olarak "SU KIYISINDA BİTEN CİĞER OTU" veya AKCİĞER OTU/BİTKİSİ veya CİĞER BİTKİSİ/OTU gibi bir içeriğe sahip görünüyor. Sonuçta bu isim sözcüklerin bitiştirilmesi ile bu bitkinin adı oluşturulmuş diyebiliriz.
Günümüz Türkiye Türkçesi ağızlarında doğrudan doğruya bu bitkinin adına anlam yakınlığı olan bir bitki var mı diye sözlüklerde bir arama yaptığımızda "CİĞER OTU" adına raslıyoruz. Sözlüklerimizde "CİĞER OTU" adında (Lat. Marchantia polymorpha / Marchantiaceae familyasından bir yosun türü / Umbrella Liverwort family (Marchantiaceae)) bir bitki adı ile birlikte. bir de CİĞER OTLARI diye bir madde daha görüyoruz. CİĞER OTLARI anlamca: “Lat.Hepaticae / Kara yosunları (Bryophyta) bölümünden, talli bitkiler ile borulu bitkiler arasında bir geçit oluşturan sınıf” demektir.
Yani, sözlüklerde CİĞER OTU (Marchantia polymorpha) ve CİĞER OTLARI (Hepaticae / Bryophyta) diye iki ayrı bitki adı görmekteyiz. El yazmasında bu sözcüğün yazıldığı yerde yapılmış bitki/yosun çizimine bakmak isteyecek bitki bilimciler belki yazarın ÖYFE+LÖR derken bunlardan hangisini kastettiğini söyleyebilirler.
Bakınız:
https://sozce.com/nedir/218478-lorotu
https://sozce.com/nedir/250418-oyfe
https://sozce.com/nedir/64182-ciger-otu
https://sozce.com/nedir/324615-uflemek
https://sozce.com/nedir/64138-cier
https://sozce.com/nedir/65308-ciyer
https://sozce.com/nedir/64173-ciger
https://www.nisanyansozluk.com/?k=%C3%BCflemek
https://www.etymonline.com/word/liver
https://www.etymonline.com/word/live?ref=etymonline_crossreference#etymonline_v_12328
Ayrıca not etmek isterim ki, ingilizcedeki LIVER sözcüğü ile CİĞER (CİYER/CİER/*CİVER) sözcüğü, fonetik değer bakımından birbirine yakın görünmekte. Bu tip ses değişimleri sözcüğü alan dil içerisinde gerçekleşen sözcük evrilmesi ile de yaşanmış olabilir. Üstelik dilimizde CİĞER sözcüğü halk arasında hem akciğer hem de karaciğer anlamında kullanılabilmektedir.
Not:
Eski İngilizcede "hayatta olmak", "yaşıyor olmak", "ayak üstü dik durabilen", "yaşamaya devam ediyor olan şey" (be alive, have life, continue in life, to supply oneself with food) anlamlarına gelen LIFE sözcüğünü Batılı dil bilimcilere göre yazılı örneği bulunmayan Proto-Germanic *libejanan sözcüğüne bağlantılıymış. Bu sözcük de yine yazılı örneği olmayan ve ortan geçmiş bir kök dil olduğu varsayılan PIE kısaltması ile anılan dilde *leip- biçimdeki "tutunmak, kalmak, devam" (to stick, to remain, continue) anlamındaki sözcükten evrilmiş.
Ben bu sözcüklerin Eski Türkçede [Orhun Yazıtları, 735 yılı veya öncesinden itibaren] "tirigi", "diri", "dirim" "dirig/tirig" (yaşamak, canlı olmak, ayak üstü dik durabilmek) gibi anlamlara gelen sözcük ile, yine Eski Türkçe döneminde yazılı örneği olan "bār/bar" biçimindeki (var, varmak, varlık) anlamındaki sözcüklerin ardıcıl seslendirilen biçiminin alan dilde bitiştirilmiş diri+bar / tiri+ba (diri+var) sözcüklerinin "dirilerek varan, dik-duran varlık, diri varlık" anlamlarındaki sözcükleri kökteşi olduğunu veya *DİREİP/*DİREYİB/*TİRİYİP biçimindeki Ön Türkçe sözcükten alıntılanmış olabileceğini düşünüyorum.
Alan dilde muhtemelen *tiriba biçiminde bitişik evrilmiş olabilecek sözcük kısalarak ve fonetik değeri evrilerek Proto-Germanic dilde *libe- ve PIE *leip biçiminde yer bulmuş olabilir. Aynı zamanda Sümer öncesi Ön Türk dilinde *ÇOK+AN / *ÇOĞ+AN "çoğalan, artan, üreyen, canlanan anlamındaki bileşik sözcükle (öyle ki bu gün yabancı dillerden dilimize geldiği sanılan CAN sözcüğünün ve Türkçemizdeki KAN sözcüğünün geçmiş ortak kökü bu sözcük olmalıdır) Proto Germanik denilen dildeki *libe-janan sözcüğünün son bitişeni olan *-janan bitişeninin CAN sözcüğü kökteşi ve CANLANAN / ÇOĞALAN anlamındaki çoğan (can+bulan/canan) sözcüğü ile bağlantısı olduğunu düşünmekteyim.
Links