EKİ ÖZ AĞIR / Eki ÖZ EĞİR / Eki OZ AĞIR

EKİ ÖZ AĞIR / Eki ÖZ EĞİR / Eki OZ AĞIR

Original-Latin : 2ÖZAĞR / 2OZEĞR / 2 OZ/ÖZ AĞR/EĞR
Transcript :
Sayfa 67r’de yılın 4. ayı için “2 ÖZAĞR” kelimesi yazılmış. Alfabe transkripsiyonumuza göre bu kelimeyi “2-OZ-AĞR”, “2-ÖZ-AĞR”, “2-ÖZEĞR” veya “2-OZAĞR” olarak okuyabiliriz. 2 sayısının burada ses değeri “EKİ” olarak alınmalıdır. Yazarın yaşadığı dönemde hem EKİ hem İKİ seslendirilişinin var olduğunu düşünüyoruz ancak her ikisini de kodlama yazıda kullanmış olsa da günlük konuşma ağzında kendisinin 2 sayısını EKİ olarak seslendirdiğini tahmin etmekteyiz. Bu durumda kelime: “EKİ-OZ-AĞR”, “EKİ-ÖZ-AĞR”, “EKİ-ÖZ-EĞR” veya “EKİ-OZAĞR” / “ÖZEĞR” olarak yazılıp okunabilir. Burada “EKİ” kelimesine şu anlamları verebiliriz: Ekin ekilen yer, ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl, buğday, tahılın toprağa atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı durum veya dönem. Bir şeyin eki, bir yapıya başka bir yapının eklenmesi veya bir yapıdaki eksikliği ona ek yaparak tamamlama olayı, tahılın toprağa koyulması işi ve/veya dönemi. Bu bileşik kelimenin diğer bileşenlerinin anlamları şunlardır: “ÖZ”: Bir varlığın kökü veya onu aslını kuran şey. Embryo, tohum, çekirdek, iç, ilik, öz yağı, özünün temeli, özünün esası, yürek, ruh, gönül, kendine özgü ve kendi aslının en küçük birimi. İki yükselti arasındaki (yatay ve uzunca) yapı/hat/dere/yol. “OZ”: Bir şeyin karşısında olan veya karşısına denk gelen şey. Karşı karşıya. Yüksel, büyü (yükselme, büyüme). Büyüme, gelişme, yükselme. Karşılığı olarak denk düşme. Öz. “OZMAK”: Büyümek, yükselmek, ileri gitmek/ileri geçmek. “AĞR”: Ağır. Ağır (olgun). Bu kelime ses değeri yakınlaşması ile AHIR (hayvan barınağı) anlamında da kullanılmış olabilir. “EĞR”: Eğir. {Eğir: Salgılama, salgılayarak örme veya bir yapı oluşturma. Arıların çıkardığı bir tür salgı, kışın arıların (kovanı soğuk, kar veya yağmur gibi dış şartlardan korumak amacı ile) kovan deliklerine sıvadıkları madde. Eğir mumu. Karın ağrısını iyi etmek için kullanılan bir kök, andız. Karın ağrısına karşı kullanılan bir çeşit kök. Bir çeşit baharat. Kızılcık. } “OZAĞR”: (UZAĞR) Uzar (uzama evresi). “ÖZEĞR”: Özer (özemek), özleştirir (eker, tohumu veya canlının doğacağı en küçük birimini ekmek veya döllemek). Kuru bir şeyi sulandırarak ona hayat vermek, kuru bir şeyi sulandırarak ondan yeni bir şey yaratmak/yapmak üzere onu hamur kıvamına getirmek. Öze su vererek yeşertmek ve büyütmek. Katı veya yoğun şeyleri sulandırarak akışkan/hareketli ve yeni bir şekil verilebilir veya başka bir amaç için kullanılabilir hale getirmek. Kelimenin bileşenlerini bu şekilde açıkladıktan sonra bu bileşik kelimeye şu anlamları yükleyebiliriz: “EKİ-OZ-AĞR”: Ekinlerin yükselerek ağırlaşması (büyümesi). Bu kelimeyi ekinlerin büyüdükleri dönem anlamında kullanılmıştır. “EKİ-ÖZ-AĞR”: Ekin/buğday/tahıl özlerinin (tohumlarının) ağırlaşması. (Tahılın/buğdayın büyümeye ve ağırlaşmaya başladığı dönem.) “EKİ-ÖZ-EĞR”: Ekleme embriyo/tohum salgılama (arılar veya canlılar için üreme dönemi anlamında). Arıların salgıladıkları öz ile ekleme yapması (Burada genel bir yazım söz konusu. Bu şekli ile kelimenin “salgılar ile öze ekleme yapma dönemi” gibi bir anlamı olabilir. Aynı zamanda, ekleme, “kovandaki açıklıkları kapamak”, “üremek” veya “belli bir yapı oluşturmak” için yapılıyor olabilir.) “EKİ-OZAĞR”: Eki-Uzar (Ekinlerin uzama dönemi veya ekinlerin tohumdan çıkmaya başlamaları anlamında), “EKİ-ÖZEĞR”: Ekinin özüne su çekerek özleşmesi/yeşermesi. (Ekinlerin yeşerdiği/sulandığı/geliştiği dönem anlamındadır. Yazarın yılın 4. ayı için yazdığı bu kelimeyi farklı okunuşları ile bileşenlerine ayırarak incelediğimizde, netice itibari ile birbirine yakın anlamlar verdiğini görebiliyoruz. Bu anlamlar arıcılık özelindeki terminoloji dahilinde algılanabileceği gibi tahılın gelişimi özelinde de anlaşılabilir. Anlamların bir bölümü tohumların yeşermeye başlaması diğer bölümü ise arıların üreme dönemi ile alakalı gibi görünüyor. İşte yazarın bu alfabede tek işaret için iki veya daha çok farklı ses değeri vermesinin sebebi okuyucunun farklı seslendirebileceği alternatifleri ile kelimeye bu anlamların tamamını veya bir kısmını vermeyi istemiş olmasındandır. Yılın 4. ayı için bir çiftçi takviminde “ekinlerin/tahılların büyüdüğü/yükseldiği dönem” anlamındaki kelimeyi kullanmış olması dikkat çekicidir. Buna ilave olarak sondaki ’+AĞR’ sözcüğü (+AĞIR) bir dönem veya zaman dilimi ifadesi olarak da kullanılmış olabilir. Bu muhtemelen bir “zaman-olgu”, “süreç-olgu” ve/veya bazı durumlarda yakın gelecek zaman ifade etmektedir. Türkçe'mizde bugün “Gün ağarıyor,” dediğimizde aslında bir sürecin başladığını anlatan bir ifadede bulunmuş oluruz. 'Ağar' sözcüğü 'ağarma', 'olgunlaşmaya başlama' anlamında kullanılmıştır. Bugün bu sözcüğü 'ekinlerin-olgunlaşmaya başlaması' veya 'saçların-beyazlamaya-başlaması' anlamında kullanıyor olsak da bu sözcük geçmişte 'bir-dönemin-başlaması' ve/veya 'başlangıç-evre' anlamında kullanılmış olmalıdır. Yani ‘Eki + OZ + AĞIR’ sözü ‘ekinlerin özleşme/olgunlaşma süreci veya dönemi’ anlamında kullanılmıştır da denilebilir. Bu incelediğimiz kelimenin Türk dilinde bir eş-anlamlısı vardır. Bu kelime Türk dilinin farklı ağızlarında “ABRUL”, “ABRİL”, “ABRÉL”, “ABRIL”, “ABROL”, “APRUL”, “APRIL” söylenişleri vardır. Bu söyleniş şekilleri Anadolu’da nadiren ancak Orta Asya lehçelerinde oldukça yaygın şekilde kullanılmaktadır. Kelimenin İngilizcedeki April (Nisan) sözünün Türkçeleştirilmiş gibi kullanıldığı için Türk dili ağızlarına uygunlaştırılması söz konusudur, diye düşünmüş dil-bilimciler vardır. Ancak, kelimenin “AB-/AP-” veya zaman zaman belli ağızlarda “OB-” şeklinde de söylenen kökü esasen “içine çekmek/içine almak”, “etrafı saracak, kapatacak şekilde içinde su ve/veya başka bir yaşam barındıran yapı veya yapılar”, “içine su, gıda veya başka bir madde çekerek büyümüş/şişmiş” olmak anlamındadır. “Bir şeyin başka bir şeyin içerisine girerek, içine girdiği yapıyı büyütmesi, şişirmesi, zenginleştirmesi, yükseltmesi ve/veya öne doğru çıkıntı veya yukarı doğru tümsek oluşturur hale getirmesi” anlamındadır. Kelime ‘abartmak’ kelimesinin de köküdür. Bu kök ile bir şeyin başka bir şeyi içine çekmesi, yutması durumunu anlatan kelimeler de türetilebilir. Ön Türk dilinde bu kök kelimenin bu anlamları vardır. İngilizcede nisan ayı anlamına gelen “APRIL” kelimesi muhtemelen Türk dilinden alıntılanmıştır. İngilizcede kullanılan bu kelimenin geçmiş kökleri Batı dil-bilimine göre belirsizdir. Eski Fransızcada kelime “AVRİL” Latincede “APRİLİS” olarak geçmektedir. Birçok Batılı sözlükte “kelime kökeni/kaynağı ve geçmiş anlamı belirsizdir” manasında “uncertain origin and meaning” şeklinde açıklayıcı notlar düşülmüştür. Kelime Etrüsk Türk dilinden alıntılanarak Yunan diline“APHRODİTE” şeklinde girmiş olabileceği varsayılabilir veya “AP(E)RİLİS” şeklinde alıntılanmıştır diyebiliriz. Bu kelime Proto İtalyancada “AP(E)RO-” şeklinde görülmüştür. Bu kelime kökü, “ABARMAK”, “ABARTI”, “OBUR”, “ABOR/ABIOR”, “OBMAK (OPMAK)”, “OBRUK”, “OBUR”, “OPAK”, “T-OPAK” (yukarı doğru/yükselerek şiş, yuvarlak veya tümsek bir yapı oluşturmak, üst kısmı yuvarlak yapıda olmak) ve bunlar gibi çoklu kelimelerin türetilmesinde kullanılmıştır. Bugünkü Türk dilinde bulunan“OB”, “AB”, “OP”, “AP” kök sözcüklerinden çok çeşitli ve birbirinden farklı sözcükler türetilmiş olsa da, bugün farklı kök sözcükler gibi görünen bu sözcüklerin tamamının Sümer Öncesi Ön-Türk dillerinde veya Turani Kök Dil olarak adlandırdığımız dilde tek bir ortak kökten ayrışmış olması ihtimali oldukça yüksektir. Bu konuda ayrıca bir makale yazmayı planlamış bulunuyoruz. Bu kök sözcüğün en eski anlamlarından bazılarının; ‘ içine su ve-veya nefes çekerek şişmek/büyümek’, ‘genişleyerek artmak/her yana yayılmak’, ‘tabiatın canlanması’, ‘var olan bir şeyin üzerine eklenerek önceki yapıyı büyütecek şekilde yeni bir yapı oluşturmak’, ‘içine alarak büyümek’ gibi anlamları olduğunu söyleye bilirim. “ABRUL” tabiatın yeşerdiği, tohumun su çekerek şiştiği, büyüdüğü/uzadığı, ekinlerin boy verdiği aydır ve Türk dilinde yaygın kullanılan bir kelime olarak burada incelediğimiz kelimenin aynı anlama gelen bir eş anlamlısıdır. Bugün ‘nisan ayını ifade etmek için birçok dilde bu kelime kullanılmaktadır. Zaten “NİSAN” kelimesi de bu kelimenin başka bir eş anlamlı olanıdır. “NİSAN” kelimesi Arapça bir kelimedir denilse de bu kelime Arap dilinden evvel Ön Türk dilinden geçtiği Sümer Türk dilinde görülmektedir. Sözcük Akatçada “NİSANNU” (Akatlarda yılın ilk ayı için kullanılmış) olarak görülmektedir. Kelimenin başka bir ‘manası taze mahsul, yeni çıkan/gelen ürün, turfanda’ anlamındadır. Ancak bu Akatça denilen sözcük Sümerce aynı anlama gelen “NİSAG” sözcüğünden alıntıdır. Bu bileşik kelimenin son bileşen sözcüğü Bugün dilimizde '+SAK' (SAP) olarak yaşamaktadır. Baştaki 'Nİ-' sözcüğü ise bugün dilimizde 'YENİ' sözcüğü ile yaşamaktadır. Yani Sümerce 'NİSAG' sözü bizim dilimizde ses değişimine daha az uğramış şekilde yaşıyor olsaydı bu sözcüğü 'YENİ+SAK' (Yeni-Sap) şeklinde seslendiriyor olacaktık. Belki bazı dil bilimciler hemen itiraz edeceklerdir ancak ben yine de yazayım. Türkçe'mizde kullandığımız 'yeni', 'yemek', 'yemiş', 'emiş' (emmek), 'iniş' (inmek) sözcükleri tamamı çok büyük bir ihtimal ile geçmiş ortak kökten ayrışmış olmalıdır. Bahsettiğim kök sözcük Sümer-Öncesi Ön-Türk veya Turani kök-dil diyebileceğimiz dilde bulunuyor olmalıdır. Sümer uygarlığı bu sözcüğü muhtemelen öncesindeki ATA kültürümüzden almaktadır. 'Yeni-Sap/sak' sözü doğadaki bitkilerin yeni uç vermesi yeşermesi dönemini anlatan sözcüktür. Bugün Türkçe'mizde bir bileşik kelime olarak “İNİŞ+SAK” veya “EMİŞ-SAK” kelimelerinden tek bir kelime oluşturacak şekilde türetilmiş olmalıdır. Bu bileşik kelimenin Sümer dilinde olması ile kelimenin tarihte daha eski bir dönemde iki ayrı kelimenin varlığından dilde birleşerek kullanılıyor olduğunu da söyleyebiliriz. “SAK” bir bitkinin “SAPI” anlamındadır. Türkçe bir kelimedir. Bu kelime halen dilimizde belli lehçelerde “SAP” yerine “SAK” söylenişi ile kullanılmaktadır. SAK veya SAP kelimesinin en geniş anlamda kullanımı aslında BİTKİ anlamındadır. “İNİŞ” kelimesi “içine almış/içine girmiş” demektir. “EMİŞ” kelimesi de “içine çekmiş/emmiş” anlamındadır. Yani kelime her durumda; “içine emmiş veya içine çekmiş SAP (bitki)” anlamındadır. Yani “NİSAN” kelimesi de bitkinin içine çektiği ona tazeliğini veren suyunu ve bitkinin gelişmesini, canlanmasını/tazeliğini ima eden anlamda kullanılmıştır. “NİSAN”, “ABRUL” ve “EKİOZAĞR” kelimeleri birbiri ile ortak anlamları olan kelimelerdir ve bunların tamamının kök anlamında bitkinin veya tohumun içine (suyu) çekerek gelişmiş veya gelişiyor olması anlamı görülmektedir. Nisan ayı bilindiği gibi yağmurların bol olduğu bir aydır ve bitkiler bu ayda gelişirler, çoğalırlar.
Links
https://brbl-zoom.library.yale.edu/viewer/1006194
https://sozce.com/nedir/108042-eki
https://sozce.com/nedir/108073-ekin
https://sozce.com/nedir/250608-oz
https://sozce.com/nedir/245774-oz
https://sozce.com/nedir/5210-agir
https://sozce.com/nedir/323417-uzamak
https://sozce.com/nedir/251406-ozemek
https://sozce.com/nedir/245814-ozmak
Sources
Page Row Number Word Sequence/Column Number
67r 0 0