TAÇSI ŞEKLİ OLUR AY+EVİ+GİBİ ÇANAĞI UYAR (benzer) AYAK (saçak, sarkaç) ÇAK (saçların birleştiği yere )
Original-Latin : TÇSU SAK-SU/ŞEKSÜ OLU OYAP/OYAX/OY+EF SAIN ÇSU/ÇANOU UYAK OYAK/OY+EK ÇAK
Transcript :
> TÇSU SAK SU OLU OYAP SAIN ÇSU UYAK OYAK ÇAK
> TÇSU ŞEK-SÜ OLU OY+AF SAIN-ÇSU UYAK OYAK ÇAK
>TÇSU SAK-SU/ŞEKSÜ OLU OYAP/OYAX/OY+EF SAIN ÇSU/ÇANOU UYAK OYAK/OY+EK ÇAK
Günümüz dilinde okuma önerisi 1:
> TAÇSI ŞEKLİ OLUYOR, OYUK+EV+SAIN (gibi) ÇANAĞI UYAR/BENZER (uyar/uygun-gelir veya birbirine-bitişik) SAÇAK/SARKAÇ ÇAKa (saçların bitiştiği yere)
Günümüz dilinde okuma önerisi 2:
> TAÇSI ŞEKLİ OLUYOR, AY+EV+SAIN (ay evi gibi) ÇANAĞI BENZER (uyar/uygun-gelir veya birbirine-bitişik) SAÇAK ÇAK (saçların bitiştiği yere)
Günümüz dilinde okuma önerisi 3:
> TAÇSI SAKSI OLUYOR OYUX+EV+SAIN (oyuk ev gibi) ÇANAĞA BENZER LEĞENİ (ayakçak=el-leğeni)
Günümüz dilinde okuma önerisi 4 ve 5:
> TAÇSI ŞEKLİ OLUR, OYUK BÜTÜN ÇANAĞI, BENZER TAS ÇAK (başta saçların birleştiği yer-e)
> TAÇSI ŞEKLİ OLUYOR, OYUK+EV+SAIN (gibi) ÇANAĞI BENZER (uyar/uygun-gelir veya birbirine-bitişik) SAÇAK ÇAK (saçların bitiştiği yer)
TÇSU = TAÇ-SI veya TEÇ-Sİ (TAÇ/TEÇ kök sözcük -SU, -SÜ, -SI, -Sİ benzerlik ifadesi bildiren sözcük eki.) Taçsı = “taç gibi / taç’a benzer” anlamındadır. Teçsi = “Büyük tava gibi / bir tas/leğen kabına benzer” anlamındadır.
TAÇ (bazı ağızlarda TAC): Çiçeğin dıştan ikinci halkasında bulunan yaprakların hepsi. İktidar sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık. Gelinlerin başlarına takılan süs.
Bakınız: https://sozce.com/nedir/298561-tac
TEÇ: Harmandaki tahıl yığını. Leğen. Bir çeşit tahıl ölçeği veya tahıl ölçmek için kullanılan tas/kap. Tencere. Büyük süt tavası.
Bu anlamlara esasen TEÇ-Sİ sözcüğü anlamı: “Harmandaki tahıl yığını gibi” ve-veya “Leğen gibi / leğenimsi” ve-veya “tahıl ölçmek için kullanılan tasa benzer” ve-veya “Tencere gibi”, ve-veya “büyük tava gibi / büyük süt tavasına benzeyen” demektir.
Bakınız: https://sozce.com/nedir/304261-tec
SAK-SU veya ŞEK-SÜ (SAK/SEK veya ŞAK/ŞEK kök sözcük -su /-sü sözcük eki.)
ŞEK-SÜ = Günümüzdeki “ŞEKLİ” sözcüğüne yakın fonetik değeri olan aynı anlamda sözcük yazarın ağzında ŞEKSÜ biçiminde olabilir.
SAKSI = is. 1. Pişmiş toprak, ağaç gibi malzemelerden yapılan, çiçek yetiştirmekte kullanılan kap. 2. Argo Baş, kafa.
SAK: Sâk/Sah biçimleri de olan SAK sözcüğünün Sâk biçiminin Arapçadan Türkçeye geldiği yazılan “çalı / çalı çırpı” anlamıyla kullanımı vardır. Bakınız https://sozce.com/nedir/269510-sah & SAH sözcüğü bazı ağızlarda SAK bazılarında SÂK biçiminde kullanılmaktadır. Bakınız: https://sozce.com/nedir/269792-sak
SAK: Sak sözcüğünün (sa:k) bitki biliminde eskiden SAP anlamında da kullanımı vardı.
İşte SAK sözcüğünün bütün bu anlamlarından dolayı SAK-SU (sak-sı) sözcüğünün “çalımsı” (çalı-gibi) ve-veya “sapsı” (“sapsı türler anlamında veya sap-gibi yani tek ve dik ayak üstü duran cins anlamında olabilir.) SAPSI sözcüğü sözlük anlamı için bakınız: https://www.nedirnedemek.com/saps%C4%B1-ne-demek
Ayrıca sözcüğün kökünün ŞAK okunuşu da vardır ve Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğüne göre şak sözcüğünün anlamı pek çok farklı yörede ORTA (orta kısım veya bir şeyin orta kısmı) anlamında kullanılmaktadır. Ayrıca ŞAK sözcüğünü “bölük, parça, dilim” anlamında kullanan yöreler de vardır. Sözlükte verilen örnek ile şak anlamı Orta : Örnek cümle; “Alnının şakına vurmuşlar değneği. Bakınız: https://sozce.com/nedir/294117-sak
Böylece bir ihtimal olarak yazarın ağzında bu sözcük ŞAK-SU / ŞAK-SI ise bu durumda ORTASI /GÖBEK KISMI veya ORTALI gibi bir anlamda da kullanılmış olabilir.
Ya da ŞAK sözcüğünün “bölük”, “parça” ve “dilim” anlamından dolayı ŞAKSU/ŞAKSI sözcüğü bölük-sü (bölüklere ayrılmış yapısı olan anlamında) veya “dilim-dilim gibi olan” veya “dilinmiş-gibi /parça-parça yapıda görünen” anlamında kullanılmış da olabilir.
Sözcük kökünün başka anlamları hakkında fikir verebilecek ek açıklama:
Deniz Karakurt tarafından yazılan “TÜRK SÖYLENCE SÖZLÜĞÜ” (sayfa 251’de Türkçedeki SAH / SAG / SAK sözcüğü için http://elibrary.bsu.edu.az/files/books_rax/N_272.pdf ) şu açıklamayı yapar;
SAH: Amin. Eşdeğer: SAK, SAG Eski Türkçe’de ve Yakutça’da duaların sonunda “Tanrı kabul etsin,” anlamında yinelenen bir sözcüktür. Çok eskiden “Tanrı” kavramı karşılığında kullanılırken sonradan anlam kaymasına uğrayarak bu manayı içerir hâle gelmiştir. Başka bir görüşe göre ise duâ okunurken veyâ âyin esnasında ruhsal varlıkların bulunduğunu anımsatma amacıyla kişilere dikkatli olmaları uyarısını içerir. Anlam: (Sağ/Sag/Sah/Sak). Dikkatlilik, tedbir mânâlarını ihtivâ eder. Sağlamlık ve Sağlık anlamları bulunur. Moğolca Sahıh sözcüğü korumak mânâsı taşır. Türkçe’deki Saklamak ve Sakınmak fiilleri ile aynı kökten gelir. Sağ (diri) ve Sak (temkinli) kelimeleri ile alâkalıdır. Moğollarda pek çok tanrıya sıfat olarak Sagan (Sagağan) yâni beyaz sözcüğünün verilmesi bu kavram ile bağlantılıdır. Sağış Günü (Hesap Günü) tâbiri de eski metinlerde “Kıyâmet” mânâsında kullanılır.
İlaveten SAKSU sözcüğünün ses değeri yakını olan SAKSA sözcüğü Manisa bölgesinde “ekin başağı” anlamında kullanılmaktadır. Bakınız: https://sozce.com/nedir/270192-saksa
OLU / ÖLÜ:
OLU sözcüğü OLUR (OLUYOR veya OLAN) sözcüğünün yazarın ağzındaki biçimi olabilir. Bu sözcük halen Muğla yöresinde / Güneybatı Anadolu ağızlarında aynı anlamda (olur anlamında) kullanılmaktadır. Yani OLU sözcüğünün OLUYOR / OLUR ve PEKİ anlamında da kullanımı vardır.
Bakınız 1: http://www.openaccess.hacettepe.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11655/4250/10179455.pdf?sequence=1&isAllowed=n
Bakınız 2: OLU = OLUYOR / OLUR ve PEKİ anlamı (Kütahya, Simav yöresi): https://sozce.com/nedir/241230-olu
Başka bir örnekte yine OLUR anlamında OLU yazıldığı görülüyor.
Örnek; anecim beni dime gari “olu gide be” (Anneciğim beni sorma artık “olur gider be”).
Bakınız: http://efestenhaberler.com/?gorev=yazidetay&id=2344&Anecim_Neydip_Durun?.html
Örnekleri çok sayıda olmakla arttırmak mümkündür. Bu yapı oldukça yaygın biçimde kullanılmaktadır. Sözcük OL (olmak) kökünden olduğu için ve yaygın biçimde kullanıldığından ve-veya OLU biçimi kök sese fonetik olarak yakın bir türeme olduğu için eski Türkçede de kullanılıyor olması beklenmelidir diye düşünebiliriz.
Ayrıca sözcük yazarın ağzında “OLGUN” sözcüğü karşılığı da olabilir. Yani sözcük “yetişmiş/büyümüş/olmuş” veya “büyükçe” ve-veya “olgunca yapıya sahip olan” anlamında kullanılmış olabilir.
Aynı kökten bugün “Şişman, büyümeye, gelişmeye elverişli olan” anlamında OLUCU sözcüğü Anadolu’dan bazı ağızlarda halen işlektir.
Bakınız OLU-CU: https://sozce.com/nedir/241233-olucu
Bir diğer olasılık ÖL-Ü biçiminde sözcük kökünü OL ve sözcük eki -Ü (İngilizcede karşılığı the olan sözcük ekimiz) olarak kabul edersek ÖL sözcüğü Divanü Lügati't-Türk’de “ıslak, yaş, nem” anlamında geçmektedir. Bu durumda bu sözcük ÖLÜ biçiminde kullanılmışsa bu “ISLAKLIĞI”, “NEMİ” veya “YAŞLIĞI/YAŞ-I” anlamında da kullanılmış olabilir.
Ayrıca Anadolu’da bazı yöresel ağızlarda ÖLÜ sözcüğü ÖYLE anlamında kullanılır.
Bakınız https://sozce.com/nedir/247659-olu & https://sozce.com/nedir/247218-ol-i
OYAF / OYEF / OYAP SAIN
OYAF SAIN sözcüklerini birlikte bir fiziki özellik betimler anlam oluşturan sözcükler olarak değerlendiriyorum.
Öyle ki OYAF / OYUP okunan sözcüğün kökü OY-MAK fiilinin OY- kökü olabilir.
Burada birkaç olasılık düşünülebilir.
Mesela Deniz Karakurt tarafından yazılan “Türk Söylence Sözlüğü” (sayfa 238’de Türkçedeki OY sözcüğü için http://elibrary.bsu.edu.az/files/books_rax/N_272.pdf ) şu açıklamayı yapar;
(Oy/Uy). Genişlik ve çokluk bildiren Oy kökünden türemiştir. Moğolca Aymag, Mançu dilinde Ayman olarak geçer. Moğolca Oyoh bağlamak anlamı taşır. Türk dilleri içerisinde Oyu, Oyuv, Uyıv sözcükleri hep aşîret, kabîle, klan benzeri mânâlar taşır. Uymak, Uyum gibi sözcüklerle kökensel olarak bağlantılıdır. Uy/Üy kelimesi ev mânâsı taşır.
Bu (oyuv) sözcüğün OYUK, OYULMUŞ veya OYMA ya da OYUKLU gibi bir anlamda kullanıldığını düşünebiliriz. Yazarın ağzında yaklaşık 600 yıl önceki F sesinin pek çok farklı sözcükte günümüzdeki karşılığının V sesine dönüşmüş olduğu başka örnekler bu elyazması içeriğinde görülmüştür. Böylece OYUV sözcüğünün yazarımızın ağzında OYUF biçiminde olması olasılığı düşünülüyorsa, OYUV SAIN sözcükleri bu durumda OYMAK-SAĞIN/SAIN yani “oymak-a/kılan-a benzer”, “oymak-gibi” (kabîle/kılan/birlik gibi anlamında) kullanılmış olabilir.
Ayrıca diğer olasılık OYAF (oyup veya oyuk anlamında) / OYAP (oyup veya oyuk anlamında) sözcüğü olabilir. Veya bunun OY-EF (oy+ev / oyuk ev/yuva veya AY+EVi) olarak düşünülürse, bütün bu durumlarda bu sözcüğün yanındaki SAIN sözcüğü ile birlikte anlam, “oyulmuş gibi”, “OYUK’a benzeyen” veya “OYUK gibi” anlamında olacaktır.
SAIN sözcüğünün ses değeri yakını sözcük SAĞIN sözcüğüdür.
Divanü lugati’t-türk’te kelime kökeni olarak verilen sağ/sag kelimesinin "sağlık, esenlik; zeyreklik, anlayış, iyi, temiz, halis, sağlam, akıl, sağ yan, sade, süt sağmak, yün atmak için kullanılan çubuklar" gibi pek çok anlamı var.
Divanü lugati’t-türk’ten bu sözcüğün geçtiği tümce örnekleri;
“yining sağ mı = vücudun sağ mı (sağlıklı mı)”
“sende sağ yok = sende akıl, anlayış yok”
“sag köngül = temiz, sağlam, sıcak kalp”
“sağ yağ = sade yağ”
“sagınlığ er = sağını olan adam”
“sağ para = bütün para”
(3. cilt, s. 153,154,159; 1. cilt, s. 398, 499)
Bu durumda sağın kelimesinin (sağ/sag köküyle bağlantılı) günümüzde kullanılan anlamları şöyle:
1. hekim,
2. sağılan hayvan,
3. süt kabından yola çıkarak kap, sahan,
4. tam, eksiksiz, bütün.
Felsefe sözlüğünde ise su şekilde açıklanmış;
1. Sözün anlatılmak istenene tam karşılık olması, tam uygun düşmesi niteliği (sağın anlatım)
2. Ölçünün ölçülene çok az da olsa bir ayrım bırakmaksızın, tıpatıp uyması niteliği (sağın ölçü)
(Bakınız; Bedia Akarsu - Felsefe Terimleri Sözlüğü, s.145)
Buna göre OY-EF SAIN (oy ev sağın) sözcüğü “oyulmuş-a benzer”, “oyup/oyuklu ev gibi” veya “oyup/oyuk/oyuklu ev sahan” anlamında kullanılmış olabilir. OYAP/OYAF-SAIN (oyuk sağın) “oyup/oyuk/oyuklu bütün” ya da “oyuklu/oyup tam”
ÇSU / ÇŞU / ÇANOU / ÇANSU
Burada ortadaki harf 8 biçiminde yazılmış bir harf ise onda bunu ATA transkripsiyona göre S/Ş okuyoruz. Bu durumda sözcük ÇSU biçiminde yazılmış ÇOKSU (çoklu, çok miktarda) anlamındadır.
Fakat bu 8 (S/Ş) biçimindeki işaretin alttaki yuvarlak bölümünün içi yuvarlak büyük bir nokta gibi karalanmış. Bu yazım sırasında mekanik bir hatadan mürekkebin o yerde fazla taşmasından kaynaklı olabilir. Fakat yazmada okunmuş olan başka sözcüklerden biliyoruz ki, içi dolu yuvarlak veya nokta biçiminde yapılan işaret AN / ON okunan işarettir. Bu sebeple yazar bunu bilerek yapmış da olabilir. Öyleyse bu bir hece karakteri olarak ANO / ONO veya ANS biçiminde okunmalıdır. Bu durumda sözcük bütün olarak ÇANOU/ÇONOU (çanağı/çanağa) veya ÇANSU (çan-sı / Çan-gibi) biçiminde okunmalıdır.
UYAK / ÜYEK / UY EK OYAK / ÖYEK
Bu sözcükler birlikte ikileme sözcük olabilir. Her durumda sözcüklerin ayrı ayrı tespit edilmesi ve olasılıkların yazılmasında fayda vardır. UYAK sözcüğünün UY- sözcük kökü UYGUN (uygun-gelmek/benzemek/benzer anlamında) sözcüğünün de kökü olmalıdır.
Türkçede UYAMAK sözcüğü eklemek/bağlamak, birbirine-uydurmak, bitiştirmek, birleştirmek, birbirine tutturmak anlamında kullanılmaktadır. Böylece UYAK sözcüğü “birbirine bitişik”, “birbirine bitişmiş”, “birbirine uygun”, “birbirine benzer” veya “birbirine uygun gelen” / “birbirine benzer” anlamındadır.
OYAK sözcüğünün ses değeri yakını olan AYAK sözcüğü Eski Türkçe’de Kutatgu Bilig’de "çanak, kâse, hadek (gelinin getirdiği çeğiz), tas, maşraba vb anlam içeriğiyle geçmektedir.
Anadolu ağızlarında AYAK sözcüğünün UYAK biçiminde (uyamak/birbirine uygunlaştırmak veya şiirde uyak anlamında) kullanımı da vardır. Bakınız; Edebiyat ve Söz Sanatı Terimleri Sözlüğü > ayak anlamı (Halk edebiyatı terimi) 1. Uyak https://sozce.com/nedir/27197-ayak
AYAK sözcüğünün Anadolu ağızlarında “saçak”, “sarkaç” anlamında da kullanımı vardır. Bakınız: https://sozce.com/nedir/27290-ayak-iii
ÇAK / ÇEK
ÇAK sözcüğü bazı bölgelerde olmakla Anadolu ağızlarında “başta saçların birleştiği yer” anlamında kullanılmaktadır. Bakınız: https://sozce.com/nedir/67944-cak
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğüne göre ise ÇEK sözcüğünün bazı anlamları şunlardır;
ÇEK anlamı “En son, ancak” anlamında. ÇEK anlamı; Hallaç tokmağı. Harmanda sap yığınlarını yıkmak için kullanılan uzun saplı çengel. Düğüne götürülen hediye.
Bakınız; https://sozce.com/nedir/71343-cek
NOT: Son iki sözcük birlikte OYAKÇAK okunuyor. Karadeniz ağızlarında EL-LEĞENİ anlamında AYAKÇAK sözcüğü var. Bakınız; https://sozce.com/nedir/27405-ayakcak & https://sozce.com/nedir/27399-ayakcak
> TÇSU SAK-SU/ŞEKSÜ OLU OYAP/OYAX/OY+EF SAIN ÇSU/ÇANOU UYAK OYAK/OY+EK ÇAK
Günümüz dilinde okuma önerisi 1:
> TAÇSI ŞEKLİ OLUYOR, OYUK+EV+SAIN (gibi) ÇANAĞI UYAR/BENZER (uyar/uygun-gelir veya birbirine-bitişik) SAÇAK/SARKAÇ ÇAKa (saçların bitiştiği yere)
Günümüz dilinde okuma önerisi 2:
> TAÇSI ŞEKLİ OLUYOR, AY+EV+SAIN (ay evi gibi) ÇANAĞI BENZER (uyar/uygun-gelir veya birbirine-bitişik) SAÇAK ÇAK (saçların bitiştiği yere)
Günümüz dilinde okuma önerisi 3:
> TAÇSI SAKSI OLUYOR OYUX+EV+SAIN (oyuk ev gibi) ÇANAĞA BENZER LEĞENİ (ayakçak=el-leğeni)
Günümüz dilinde okuma önerisi 4:
- TAÇSI ŞEKLİ OLUR, OYUK BÜTÜN ÇANAĞI, BENZER TAS ÇAK (Başta saçların birleştiği yer-e)
- TAÇSI ŞEKLİ OLUYOR, OYUK+EV+SAIN (gibi) ÇANAĞI BENZER (uyar/uygun-gelir veya birbirine-bitişik) SAÇAK ÇAK (saçların bitiştiği yer)
- TAÇSI (taç gibi) SAKSI (kap) OLUYOR ÇOKLU BİRBİRİNE-BİTİŞİK/BENZER MAŞRAPA HEDİYE.
- TAÇSI SAKSI OLUYOR OYUX+EV+SAIN (oyuk ev gibi) ÇANAĞA BENZER LEĞENİ (ayakçak=el-leğeni) (not kısmına bakınız )
NOT: Son iki sözcük birlikte OYAKÇAK okunuyor. Karadeniz ağızlarında EL-LEĞENİ anlamında AYAKÇAK sözcüğü var.
Bakınız; https://sozce.com/nedir/27405-ayakcak & https://sozce.com/nedir/27399-ayakcak