CALAĞAN
Original-Latin : JLAĞAĞN / JıLAĞAıĞN
Transcript : JLAĞAĞN / JıLAĞAıĞN
Sözcüğün ilk harfi yazılış biçimi itibariyle ÇI veya J biçiminde okunabiliyor. Aynı harfi farklı tümcelerde farklı sözcüklerde gördüğümüzde daha net bir çıkarım yapılabilecektir. Burada yazarın bu sözcüğü JLAĞAĞN / JıLAĞAıĞN veya ÇLAĞAĞN / ÇıLAĞAıĞN yazması bizim açımızdan sonucu değiştirmeyecektir çünkü kıyaslanan eski ve günümüz biçimlerinin fonetik değerinin yakınlığı esasında bir karşılaştırma yapınca her iki biçim karşılığında günümüzde aynı sözcüğü buluyoruz.
Yazarın "JLAĞAĞN / JıLAĞAıĞN" biçiminde yazdığı bu sözcük fonetik değer yakınlığı esasına göre günümüzde dilimizde mevcut olan CALAĞAN sözcüğü olmalıdır. Bu sözcük anlamca "batma-hissi veren/kendiliğinden yapışma/tırmalama ya da tutunma özelliği olan" (self stinging/scratching or clinging ability) anlamında olmalıdır. Bu düşüncemizi, aşağıda sözcük yapısını açıkladığım üzere, dilimizdeki sözcüklerin anlam bilimi açısından sunduğu kanıtlara dayandırmaktayım.
Böylece, Türkiye Türkçesinin bazı ağızlarında günümüzde halen kullanılan bir bitki adı var. Bu bitkiye "calağan otu" (the nettle-plant) deniliyor. Bu aslında "ısırgan otu" (nettle) anlamındadır. Burada "CALAĞAN" sözcüğü ile "ISIRGAN" sözcüğünün dilimizdeki kök sözcüklerinin ortak anlamlarından birisi sebebiyle eş anlamlı kullanımı olduğunu görüyoruz.
Türkiye türkçesinde "ISIRGAN" sözcüğü "ISIRMAK / ISIR-" (biting/bite) fiili kökteşidir. "CALAĞAN" sözcüğü ise "CALAH" (bazı lehçelerde CALAK") sözcüğünün "-ĞAN/-GAN" eki almış biçimi olmalıdır.
CALAH/CALAK sözcük kökü günümüzde "birleşme/eklenti-noktası veya eklenme/tutunma-bölgesi" anlamında halen kullanılmaktadır. Sözcük sonuna -ĞAN eki alınca bu sözcük CALAĞAN biçimine dönüşmüştür. Burada bu sözcük CALAH-ĞAN sözcüğü olsa bile, Türkçede ses uyumu kuralına göre fonetik biçimi dönüşürken ortadaki -H- sesi düşmüş ve sözcük CALAĞAN biçiminde kullanılır olmuştur. Bileşik sözcükler veya sözcük ekleri oluşurken fonetik yapı yan yana gelen yakın seslerin birisinin düşmesi ile ses değeri azca değişir ve bunun Türkçede binlerce örneği vardır ve bilinmektedir.
Bu durumda CALAĞAN sözcüğü anlamı "yapısal özellik bakımından eklenme/tutunma kabiliyeti veya özelliği olan" anlamındadır. Bunu kısaca "tırmalayan yapıda olan" şeklinde de ifade edebiliriz.
Bu adı "CALAĞAN OTU" biçiminde bir bitki adı yaparsanız bu durumda bu bitkinin muhtemelen yüzey-doku yapısı bakımından eklenme/tutunma kabiliyeti olan bir bitki olduğunu anlıyoruz.
Fakat burada bu sözcüğün yanında "bitki" anlamına gelen "OTU" sözcüğünü göremediğimiz için bu "CALAĞAN" adının "tutunma kabiliyeti olan / eklenme özelliği olan" bir bitki olduğunu ve bu ifadeyle bitkinin yüzeyinin püütürlü ve tutan/batan bir yapıya sahip olduğunu anlıyoruz.
Yani bu isim bir özelliği ifade etmek için yüzeyi pütürlü veya yüzeyi batabilen ya da etrafındaki nesnelere tutunabilen bitkiler için söylenmiş olduğunu çıkarımlıyoruz.
Bahsi geçen sözcüğü lütfen şu sözlük sayfasında görünüz:
https://sozce.com/nedir/59332-calagan-otu#
Bazıa lehçelerde bu sözcük ÇALAGAN biçimini almıştır. Bakınız:
https://sozce.com/nedir/68331-calagan
Sözcüğün kökü olan CALA sözcüğü ile ÇALI sözcüğü arasında bir olası ilişki olarak, bunlar uzak geçmişte ortak bir kök sözcükten ayrışmış da olabilirler.
Bakınız: https://sozce.com/nedir/68527-cali
Yani bu CALAĞAN sözcüğünü herhangi bir bitkinin çizildiği sayfada görürseniz o bitkinin yüzeyinin (yapraklarının veya gövdesinin yada her ikisinin birlikte anlamında bunların yüzeylerinin), batan, iyneli veya pütürlü ya da dikensi yapıda olduğunu anlamalıyız. Bu sözcük mutlaka bir bitki için kullanılmayabilir çünkü sözcük kökü anlam içeriği sırf bitkiler kapsamında anlamlar içermez genel ve tanımsal anlamlar içerir.
/ -------------------- /
This word, which the author wrote in the form of "JLAĞAĞN / JİLAĞAİĞN", should be the word CALAĞAN, which is present in our language today, on the basis of phonetic value proximity. This word should literally mean "self stinging/scratching or clinging ability". I base this opinion on the semantic evidence of the words in our language, as I explain the word structure below.
Thus, there is a plant name that is still used in some dialects of Turkey Turkish today. This plant is called "CALAĞAN OTU" (the nettle-plant). This actually means "ISIRGAN OTU" (nettle). Here we see that the word "CALAĞAN" and the word "ISIRGAN" are synonymous in same meaning based on one of the root meaning of both.
The word "ISIRGAN" in Turkey Turkish is the root of the verb "ISIRMAK / ISIR-" (biting/bite). The word "CALAĞAN" should be the form of the word "CALAH" (CALAK in some dialects) with the suffix "-ĞAN/-GAN".
The root word CALAH/CALAK is still used today to mean "joining/attachment-point or attachment/attachment-region". When the suffix -ĞAN is added to the end of the word, this word has become CALAĞAN. Even if this word is the word CALAH-ĞAN here, while its phonetic form was transformed according to the phonetic harmony rule in Turkish, the -H- sound in the middle was dropped and the word became CALAĞAN. While forming compound words or word affixes, the phonetic structure changes a little bit with the fall of one of the adjacent-near-phonetic valued sounds, and there are thousands of examples of this in Turkish and are known.
In this case, the meaning of the word CALAĞAN is "having the ability to attaching/holding or jagged/adhere in terms of structural features". We can also express this briefly as "the one with a scratchy/rough (scabrous) structure". If you use this plant name in the form of "CALAĞAN OTU" ("calağan" plant), then we understand that this plant is probably a plant that has the ability to attach / stick in (rough and/or itchy) terms of its surface-tissue structure. In this similar sense in English shortly, the "CALAĞAN PLANT" means "the nettle-plant" or "nettle".
However, since we cannot see the word "OTU" meaning "plant" next to this name "calağan OTU", we understand that the name "CALAĞAN" (without the OTU word form) is an any plant with "adhesion ability / attachment feature" and/or (with it's root meaning expression), it means the surface texture of anythink/any-material which has a rough and holding/nettle/scratchy structure.
Please see the mentioned "CALAĞAN OTU" plant name on the following dictionary page:
https://sozce.com/nedir/59332-calagan-otu#
You can see the word CALAH here:
https://sozce.com/nedir/59333-calah
In some dialects the word change as phonetically as like ÇALAGAN with in term of its expanded and diversified meaning.
Please see this dictionary page with its meaning content here:
https://sozce.com/nedir/68331-calagan
As a possible relationship between the root word CALA and the word ÇALI, they may also have diverged from a common root word in the distant past.
You can see the word ÇALI here:
https://sozce.com/nedir/68527-cali
In other words, if you see this CALAĞAN word on the page on which a plant is drawn, we must understand that the surface of that plant (leaves or stems or their surfaces in the sense of both) is a stinging, needle-like or rough or thorny structure etc. This word may not necessarily be used for a plant because the root meaning content does not include meanings within the context of mere plants, but includes general and descriptive meanings.