ÖKİL GÖZÜ DENE YULAF TOZANI-M-I AN-I LEÇER İLEN ÇİL EP
Original-Latin : ÖX-İL/ GÖS-Ü DANO/DENÖ ILAF DOSAN-AM/ĞN -IANILIÇOR U/I-AN-ÇILAP
Transcript :
**Yazar, 51v. sayfaya şu cümleyi yazmıştır:**
“ÖKİL GÖS-Ü DENÖ ILAF DOSANAMI AN-I LİÇÖR-ÜEN/İEN ÇİL EP”
----- / -----
[O/Ö X İL/IL GÖS-Ü D-ANO/D-ENÖ ILAF/P DO SAN-AM/ĞN -IANILIÇOR U/I-AN-ÇILAP]
Ekteki görsel açıklamada, orijinal karakter görselleri ile Latince çevirileri arasındaki ilişkiyi netleştirmek için belirli fonetik öğelerin ve karakterlerin renk kodlu olduğunu fark edeceksiniz.
Orijinal görselde ayrı kelimeler gibi görünen bazı öğelerin her zaman farklı sözcük birimleri olmadığı unutulmamalıdır. Yazarın 240 sayfalık el yazmasının neredeyse her sayfasında tutarlı bir şekilde uyguladığı yazım tarzı, kelimelerin belirli başlangıç veya bitiş fonemlerinin önceki veya sonraki kelimeye bağlandığı bir örüntüyü takip eder. Bu olguyu, çözümlediğimiz neredeyse her cümlede gösterdik.
Bu nedenle, ATA el yazmasının yazım sistemi, bağımsız olarak yazılmış gibi görünen ancak içeriğe aşina olmayan araştırmacılar tarafından sürekli olarak tamamen ayrı kelimeler olarak yanlış yorumlanan birimler içerir. Gerçekte, ATA (Voynich) el yazması için oluşturulan birçok benzersiz karakter, geleneksel kelimeler yerine fonetik birimler ve/veya hece birimleri olarak ele alınmalıdır.
Bu olgu, ATA (VM) içeriği üzerinde fonoistatistiksel çalışmalar yürüten araştırmacıların anlamlı örüntüler veya örtüşmeler tespit edememesinin birkaç temel nedeninden biridir. Makalemizi okuyanlar bile -belki de yeterli dikkat veya analiz olmadan- bağımsız olarak yazılan heceleri yanlışlıkla tam kelimeler olarak saymış ve bunları bilinen dillerdeki kelime istatistikleriyle karşılaştırmaya çalışmışlardır. Bu yaklaşım yanıltıcı sonuçlar verir, çünkü bilimsel karşılaştırma eşdeğer birimler arasında yapılmalıdır. Yani, kelimeler kelimelerle, heceler de hecelerle karşılaştırılmalıdır. Kelimeleri hecelerle karşılaştırmak çarpık sonuçlara yol açar.
Yazarın ifadesi
----- / -----
[O/Ö X İL/IL GÖS-Ü D-ANO/D-ENÖ ILAF/P DO SAN-AM/ĞN -IANILIÇOR U/I-AN-ÇILAP]
>>>>> “ÖKİL GÖS-Ü DENÖ ILAF DOSANAMI AN-I LİÇÖR-ÜEN/İEN ÇİL EP” >>>>>>> fonetik yakınlık ilkelerine göre transkribe edildiğinde aşağıdaki fonetik forma dönüşür:
**“ÖKİL GÖZÜ DENE YULAF TOZANI-M-I AN-I LEÇER İLEN ÇİL EP.”**
Bu cümleyi sözlükte tanımlanmış kelime anlamlarını kullanarak yeniden yazarsak şöyle olur:
**“ÖKİL (çok sayıda) GÖZÜ (küçük dal) TANE / DENE (tahıl tanesi) YULAF TOZANI-M-I / -ĞN-I (TOZ-UŞAN-I'deki gibi bitkinin tozlaşmasına atıfta bulunur) AN-I (zaman) LEÇER İLEN (ince bir elekle) ÇİL (tek hamlede kesmek) EP (tahıldan yabancı parçacıkları temizlemek).”**
Aktaran anlam, görsel yapısıyla örtüşmektedir ve bu da bunun iki farklı cümleden oluştuğunu göstermektedir. Çağdaş Türkçeye çevirisi şöyle olacaktır:
**"
"Çok-sayıda küçük budağı, mahsul tanesi yulaf tozanımı zamanı, kıl elek ile bir vuruşta kes. Tahıldaki yabancı maddeleri temizle."
**
______ / ______
**The author wrote the following sentence on page 51v:**
“ÖKİL GÖS-Ü DENÖ ILAF DOSANAMI AN-I LİÇÖR-ÜEN/İEN ÇİL EP”
----- / -----
[O/Ö X İL/IL GÖS-Ü D-ANO/D-ENÖ ILAF/P DO SAN-AM/ĞN -IANILIÇOR U/I-AN-ÇILAP]
In the visual explanation I’ve attached, you’ll notice that certain phonetic elements and characters are color-coded to help clarify the correspondence between the original character visuals and their Latin transliteration.
It should be noted that some elements in the original visual, which appear to be separate words, are not always distinct lexical units. The author’s writing style—consistently applied across nearly every page of the 240-page manuscript—follows a pattern in which certain initial or final phonemes of words are joined to the preceding or following word. We have demonstrated this phenomenon in nearly every sentence we’ve decoded.
As such, the ATA manuscript’s writing system includes units that appear to be independently written but are consistently misinterpreted by researchers unfamiliar with the content as fully separate words. In reality, the many unique characters created for the ATA (Voynich) manuscript should be treated as phonetic units and/or syllabic units rather than conventional words.
This phenomenon is one of several key reasons why researchers conducting phonostatistical studies on the ATA (VM) content have failed to detect meaningful patterns or overlaps. Even those who have read our article—perhaps without sufficient attention or analysis—have mistakenly counted syllables written independently as full words, and attempted to compare them with word statistics from known languages. This approach yields misleading results, as scientific comparison must be made between equivalent units. That is, words must be compared with words, and syllables with syllables. Comparing words to syllables leads to distorted conclusions.
When the author’s phrase
----- / -----
[O/Ö X İL/IL GÖS-Ü D-ANO/D-ENÖ ILAF/P DO SAN-AM/ĞN -IANILIÇOR U/I-AN-ÇILAP]
>>>>> “ÖKİL GÖS-Ü DENÖ ILAF DOSANAMI AN-I LİÇÖR-ÜEN/İEN ÇİL EP” >>>>>>> is transcribed based on phonetic proximity principles, it transforms into the following phonetic form:
**“ÖKİL GÖZÜ DENE YULAF TOZANI-M-I AN-I LEÇER İLEN ÇİL EP.”**
If we rewrite this sentence using dictionary-defined word meanings, it would be:
**“ÖKİL (numerous) GÖZÜ (small branch) TANE / DENE (grain of crop) YULAF TOZANI-M-I / -ĞN-I (referring to the pollination of the plant, as in TOZ-UŞAN-I) AN-I (time) LEÇER İLEN (with a fine sieve) ÇİL (cut in one strike) EP (clean foreign particles from the grain).”**
The conveyed meaning aligns with the visual structure of it, which indicates that this is composed of two distinct sentences. In terms of contemporary Turkish, the translation would be:
**“Numerous small branches, grain of oat pollination time—cut in one strike with a fine sieve. (You), clean foreign particles from the grain.”**