AP+ARAP OGUR/UĞUR

AP+ARAP OGUR/UĞUR

Original-Latin : AP ARAP OUR
Transcript :
AP+ARAP (kapkara) OGUR/UĞUR (bereket): This words is written on the page 90r (folio 89v-90r) as the last three word of the 4th line. The author wrote this word as 'AP ARAP OUR'. Because of the phonetic-value this might be the equivalent of the words 'AP ARAP OGUR'. In fact, we are currently using this last word as 'UĞUR'. The word has usage in terms of 'good luck', 'abundance', 'opportunity', 'opening / luck'. The word Ap-ARAP is used to mean 'dark-black' / ' deep-black', 'black as soot', 'pitch-black'. The word 'ARAP' is used here to mean 'kara' (black). We are not using word 'Ap+Arab' in the modern Turkish. Instead, we use the word 'kap+kara/kapkara'. Binary repetitions of these words ('Arap' or 'Kara') must have been used in earlier times. Double repetition of words in the Old Turkish language would make them plural and sometimes reinforce meaning.(For example; Such as 'black + black' or 'Arab + Arab'. However, over time, the initial word should have become a prefix. There are very few prefixes in the Turkish language and probably there was no Early-Turkish language prefix.) There are other prefixes related to colors in the Turkish language. For example, 'sapsarı/sap+sarı' (instead of 'sarı+sarı' and 'sarı' means 'yellow'). 'Sapsarı' means 'bright yellow', 'death pale', 'ghastly pale'. However, the word 'AP-ARAP OUR' ( Ap-Arap ugur/uğur) refers to the plant drawn on the page both in terms of 'deep-black abundance', (or ' pitch-black opportunity') as an adjective and/or name. If we look carefully, we can see that the author writes the last letter of the word 'OUR' in a way that can be read 'R' and 'Z'. In this case in the form of , a different result may occur. If the author has written this last word as 'OUZ' but not 'OUR', it is possible to say that it is in the proximity of sound-value to the words AĞIZ (AIZ) and OĞUZ, which we use today. Based on our existing study and past readings, I think the author normally wrote the word 'AĞIZ' as 'AIZ'. However, there is a possibility that the author used word 'AP-ARAP OUZ' might be noun or adjective by quoting (like a whole-pattern) from another Turkish dialect . Let's note that the word 'AĞIZ/AIZ' has many meanings in Turkish. One of that means; "Rooted stem remaining in the field after harvesting (Ekinin biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap kısmı)." It is quite possible that the author wrote this word as 'OUZ' or 'OUR' with the meaning of 'root', 'beet', 'radish' or 'turnip'. The author was drawn on page 90r of a kind of 'radish', 'turnip' or 'beet'. A clearer explanation can be made after reading the entire page and also after examining exactly what names are given to "beet", "turnip" and/or "radish" plants in current and past dialects of the Turkish/Turkic language. There is one plant name in the Turkish language called as "ARAB ŞALGAMI". There are many synonyms for this name (Arap Şalgamı) in different dialect in Tukic/Turkish language world. It is possible to see these in various sources. We share one of those sources below. In different dialects of the Turkish language this plant called as one of a "turnips" and/or "radish" breeds. It is generally known that different fruits and vegetables are given the same name in different dialects of the Turkish language. For this reason, when we searched the Latin name of the plant "ARAB ŞALGAMI" and the Latin names of its synonym words, very different results came out. I will write some of them here, but actually plant science is not in our interest area. However, according to the translation, we can say that this plant is named as 'radish' or 'turnip' and it is named with its color (as 'Arap/ap+Arap') and this color has a black ('pitch-black') appearance. In our search, the following results came out; "Brassicaceaae", "Raphanus raphanistum/raphanistrum", "Raphanus sativa nigra", "cruciferae", "Helianthus tuberosus". Obviously, a herbalist can say more precisely. What we write here (in Latin-name) are the different names we encountered when we researched the name 'Black-Turnip (Arap Şalgamı)' and its synonyms. Of course, only one of these, or another entirely different turnip genus, can be determined by plant-scientists. The point we can draw attention here is the plant called "ARAP" (in meaning "black turnip" or "black root"). It is possible that the word "ARAP" was named this plant in the dialect of the author. The author may have used this word 'ARAP' as a noun or adjective. [See in this source to see the other names of the "ARAP ŞALGAMI" plant: ZfWT Vol. 5, No. 1 (2013) / Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks, "PLANT NAMES WHICH CREATED WITH ETHNIC NAMING OR GROWN/BROUGHT GEOGRAPHY NAMING", By İlhan UÇAR, <http://www.acarindex.com/dosyalar/makale/acarindex-1423939281.pdf>] ----/---- Bu sözcük 90r sayfasında (folio 89v-90r) 4. satırın son üç sözcüğü olarak yazılmıştır. Yazarın 'AP ARAP OUR' şeklinde yazdığı sözcüğün son kelimesinin bugün Türk dilinin bazı ağızlarında kullanılan OGUR sözcüğü karşılığı olduğunu düşünmekteyim. Aslında bu sözcüğü Anadolu'da daha geniş coğrafyada bugün UĞUR olarak seslendiriyoruz. Sözcüğün 'uğur', 'bereket', 'fırsat', 'imkan/şans' gibi anlamlarda kullanımı vardır. Bu yazmada bu sözcükten hemen önce yazılmış olan (baştaki) iki sözcük AP ARAP sözcükleridir. Ap-ARAP sözcüğü 'kap-kara' / 'sim-siyah' anlamında kullanılmıştır. Ancak AP-ARAP OUR (uğur) sözcüğü hem 'kap-kara bereket' anlamında hem de bir sıfat ve/veya ad olarak sayfada çizimi yapılan bitki anlatmaktadır veya işaret etmektedir. Yani 'Arap' sözcüğü burada 'kara' (siyah) anlamında kullanıldı. 'Ap-Arap' sözcüğünü artık modern Türk dilinde kullanmıyoruz. Onun yerine 'kap-kara/kapkara' sözcüğünü kullanıyoruz. Bu sözcüklerin daha eski zamanlarda ikili tekrarları kullanılmış olmalıdır. (Mesela 'kara+kara' veya 'Arap+Arap' gibi. Ancak zamanla baştaki sözcük kısalarak ön ek halini almış olmalıdır. Türk dilinde çok az sayıda ön ek vardır ve muhtemelen Erken-Türk dilinde bir ön ek yoktu diye düşüne biliriz.) Ancak burada sözcüğün yazılışına dikkatli bir şekilde bakarsak yazarın sondaki 'OUR' sözcüğünün son harfini 'R' ve 'Z' okunabilecek şekilde yazdığını görüyoruz. Bunu 'Z' olarak değerlendirmek isteyen olursa sözcüğü 'OUZ' (Oğuz) şeklinde de okuyabilir. Oğuz sözcüğünün burada anlamlarına girmeyeceğim. Çünkü yazarın bu sözcüğü OUZ şeklinde yazmadığını düşünüyorum. Ancak AP-ARAP-OUZ şeklinde bir ad veya sıfat olarak bu sözcüğü değerlendirmek istersek farklı bir sonuç ortaya çıkabilir. Şöyle ki, yazarın normalde başka sayfalarda 'ağız' anlamına gelen sözcüğü AIZ olarak yazdığını düşündüğüm okuma yapmıştım. Ancak bir sıfat olarak veya bu bitkinin adı olarak yazarın AP-ARAP OUZ sözcüğünü bir kalıp/bütün olarak başka ağızlarda alıntılayarak kullanıyor olması olasılığı da vardır. Yani kendisi 'ağız' sözcüğünü ayrıca yazdığında bunu 'AIZ' yazarken bu bitkinin adı veya sıfatı olan 'kap-kara ağız' anlamına da gelen isim/sıfat sözcüğünü başka ağızlardan geçmişte öğrendiği şekli ile kullanıyor olması olasılığı vardır. Yani burada sondaki sözcüğü 'OUZ' olarak yazıp seslendirmiş olabilir ancak bir kalıp olarak bitkiye isim olarak veya sıfat olarak kullandığı için sözcüğü değiştirmeden aynen alıntıladığı gibi kullanıyor olabilir. 'AĞIZ' sözcüğünün bir çok anlamı yanı-sıra bu sözcüğün bugün "ekinin biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap kısmı" anlamında da kullanımı olduğunu not edelim. Ben ise yazarın OUZ veya OUR olarak yazdığı sözcüğün 'kök' sözcüğü eş anlamlılarından birisi olarak kullandığını veya 'pancar', 'turp' veya 'şalgam' ya da 'yer-elması' anlamında kullanmış olabileceğini düşünüyorum. Zaten yazar bu sözcüğü 90r sayfasında bir cins 'turp', 'şalgam' veya 'pancar' benzeri bir bitki çizmiştir. Sayfanın tamamı okunduğunda ve aynı zamanda Türk dilinin bugünkü ve geçmiş lehçelerinde 'pancar', 'yer-elması', 'şalgam' ve 'turp' bitkilerine hangi adların verilmiş olduğu tam olarak incelendikten sonra bu konuda daha net bir açıklama yapılabilir. Yalnız Türk dilinde 'ARAP ŞALGAMI' denen bir bitki adı var. Bu adın eş anlamlıları da vardır. Bunları muhtelif kaynaklarda görmek mümkündür. Biz o kaynaklardan birisini aşağıda gösteriyoruz. Türk dilinin farklı lehçelerine bazı 'turp' cinslerine 'şalgam' denildiğini veya tam tersinin de olduğunu biliyoruz. Umumiyetle farklı meyve ve sebzelere Türk dilinin farklı lehçelerinde aynı adın verildiği durumlar bilinmektedir. Bu sebeple 'ARAP ŞALGAMI' bitkisinin Latince adını ve onun eş anlamlı sözcüklerinin Latince adlarını araştırdığımızda çok farklı sonuçlar çıktı. Burada onlardan bazılarını yazacağım. Ancak bitki bilimi oldukça uzağında olduğumuz bir alan. Fakat yapılan tercümeye göre bu bitkinin bir 'turp' veya bir 'şalgam' cinsi olduğu ve ona 'ARAP' dediği için de rengi ile adlandırıldığını ve bundan dolayı renginin de 'siyah' veya 'simsiyah' bir görünümde olduğunu söyleye biliriz. Yaptığımız aramada ise şu sonuçlar çıktı; "Brassicaceaae", "Raphanus raphanistum/raphanistrum", "Raphanus sativa nigra", "cruciferae", "Helianthus tuberosus". Açıkçası bunlardan hangisi olduğunu bir bitki bilimci daha net söyleyebilir. Ancak bitki bilimcilere yazarın bir gezgin olduğunu ve bu bitkileri hafızasında hatırladığı gibi çizdiğini bildirelim. Bu bitkinin bir pancar türü veya bir turp/şalgam türü olduğunu ve renginin siyah renge yakın veya çok koyu siyah gibi-kırmızı ya da kara renk olduğunu söyleyebilirim. Burada bizim dikkat çekebileceğimiz konu bugün ARAP şalgamı ('kara şalgam' veya 'kara kök' anlamında) olarak adlandırılan bitkinin. Yazarın ağzında da ARAP sözcüğü ile tanımlanmış/adlandırılmış olduğudur. Yazar bu adlandırmayı bir ad veya sıfat olarak kullanmış olabilir. Yazarın yazdığı bu sözcüğün farklı okunuşları ile anlamları yandaki sözcük-sözlük linklerinde görülebilir.
Links
https://brbl-zoom.library.yale.edu/viewer/1006235
https://sozce.com/nedir/239618-ogur
https://sozce.com/nedir/239848-ogur
https://sozce.com/nedir/19165-arap-salgami
https://sozce.com/nedir/320462-ugur
https://sozce.com/nedir/5499-agiz
https://sozce.com/nedir/180986-kapkara
https://sozce.com/nedir/6908-aiz
https://sozce.com/nedir/294314-salgam