ELKIZI olco/alca/olca PAŞAM ÖR AYAĞIN (ayağınızı) ÖPER (öpüyor/öper)
Original-Latin : ÜLGSU OLCO POŞAM ÖR IYAĞIN ÖPÜR
Transcript :
El-yazmasının 'harita sayfası' adı ile anılan, 85v - 86r sayfasında sağ üst köşede okunmuş cümlelerden birisini, yazar aynen şu şekilde yazmıştır: "ÜLGSU OLCO POŞAM ÖR IYAĞIN ÖPÜR".
(EL+KIZI OLCO/alca PAŞAM ÖR AYAĞIN ÖPER)
Burada 6 tane sözcük var ve biz de yandaki görselde her sözcüğe kendi sıra numarasını vererek gösterdik.
Bu cümlede ilk sözcük bugün bileşik sözcük olarak yazılan ELKIZI sözcüğüdür. Ancak bu sözcüğü bileşik olarak yazmaya da biliriz. Bu sözcüğü 'EL KIZI', 'ÜL KIZI' veya 'ELKIZI' şeklinde yazmak anlamı değiştirmeyecektir. Bugün Güney Batı Anadolu ağızlarında halen bu sözcüğü ('EL' yerine) 'ÜL' seslendiren kimseler vardır.
Yandaki kolonda 'ÜL' sözcüğü de dahil bu cümlede adı geçen sözcüklerin sözlük sayfalarını paylaştık. Bu sözlüklerde elbette sözcüklerin birden fazla anlamı görülecektir. Biz cümle bütünlüğüne baktığımızda sadece burada gösterdiğimiz anlamları eşleşme sağladığını söyleye biliriz. Üstelik yazar muhtemelen bu anlamların tamamını bu sözcüğün anlam içeriği olarak kullanmamakta idi. 'ÜL' sözcüğünün 'EL' anlamında da kullanıldığı bu sözlüklere bakıldığında görülmektedir. Burada 'ÜL/EL' sözcüğü 'yabancı' anlamında kullanılmıştır. ÜL+GS-U bileşik sözcüğünde '+GS-' 'KZ/KIZ' anlamındaki sözcük olup yanındaki '-U' sözcük-ekinin zamanla ses dönüşümü geçirerek bugün '-I' halini aldığını söyleye biliyoruz. Türk dilinin farklı ağızları ve lehçeleri arasında G/K, S/Z, U/I, O/A ses dönüşümleri çok sık görülmektedir.
Bu cümlede ikinci sözcük bir kız ismi olarak OLCA veya ALCA şeklinde okunabilmektedir. Buna ilave olarak OLCA sözcüğünün 'kadın esir' anlamında da kullanımı olmuştur. Yazarın 'POŞAM' şeklinde yazdığı sözcüğü bugün biz 'PAŞAM' şeklinde yazıyoruz. Bu sözcüğün kökü 'PAŞA-' ve sözcük eki (benim paşam anlamı veren bir saygı ifadesi olarak / Reference 'my' > "‑ım ‑im ‑um ‑üm" is added to final consonants, and "-m" added after vowels) '-M' ekidir.
Bu cümlenin en sonunda yazar tarafından yazılmış sözcükler 'IYAĞIN ÖPÜR' sözcükleri bugün Azerbaycan-Türk dili ağızlarında (aynı sözcüklerin) seslendiriliş şekline ses-değeri açısından daha yakın olsa da Anadolu-Türk dilinde genellikle bu sözcükleri AYAĞIN (ayağını) ÖPER şeklinde seslendiriyoruz.
Bu cümlede 'ÖR' sözcüğü "kaftanın koltuk altları" anlamındadır. Bugün paşa veya padişah kaftanı giyen görülmese de bu cümlede yazar 'PAŞAM ÖR AYAĞIN ÖPER' derken 'PAŞAM' olarak kastettiği rütbece büyüğüne bir hanım olduğu anlaşılan kişinin ricasını aktarır ağızla ve 'kaftanınızın koltuk altını (ör), ayağınızı öper' anlamında tamamladığı cümle ile maruzatını bildiriyor.
Bu el-yazmasında virgül veya nokta gibi hiç bir noktalama işaretleri kullanılmamıştır. Üstelik bu el yazmasının yazarı yazdıklarının kolay okunmasını özellikle istememiştir. Bu sebeple noktalama kullanmamış olabilir. Aynı sebeple yazarın bazı sözcük eklerini sözcükten ayırarak yazdığını veya bazı bileşik sözcük olabilecek sözcükleri ayrı yazarken bileşik sözcük olmasına gerek olmayan sözcükleri birleştirerek yazması durumları çok sayıda olmakla bu yazmada görülmektedir.
Yani yazar tarafından bilinçli olarak yapılan bu okumayı zorlaştırıcı özellikleri ile bu el yazması kendi döneminin diğer el yazmaları ile veya Eski Türkçenin bilindik gramer veya yazım kuralları ile incelenemez. Bu yazmada yazar askeri amaçlı olabileceğini düşündüğümüz bilgileri kodladığı için yazdıklarının kolay okunur olmasını istemiyordu. Ancak aynı zamanda tamamı ile okunamaz olmasını da (muhtemelen gezgin olarak göründüğü fakat ajanlık faaliyetleri yürüttüğü topraklarda tamamen okunamaz durumdaki bir yazma) tercih etmemişti. Sonuçta biz bu yazmanın yazıldığı dönemde Marmara bölgesinde, Balkanlarda ve Avrupa'da bazı bölgelerde Peçenek Türklerinin ve bazı başka Türk dilli boyların yaşadığını biliyoruz. Dolayısı ile azca da olsa okunur bir el yazması ile yabancı topraklarda gezmek yazar tarafından biraz daha güvenli görülmüş olmalıdır diye düşünmekteyiz.
Sonuç olarak bu cümle;
"ÜLGSU OLCO POŞAM ÖR IYAĞIN ÖPÜR" olarak yazılmıştır ve bugün ayı cümleyi yazacak olsak,
"EL+KIZI 'ALCA' PAŞAM ÖR AYAĞIN ÖPER" yazmamız gerekmektedir.
Burada bir görsel ile yazı eşleşmesi de söz konusu olmuştur. Eğer bu cümlenin son sözcüğü olan ÖPÜR (öper) sözcüğüne dikkatli şekilde bakacak olursanız, bu sözcüğün Ü harfi doksan derece sola yatık olarak çizilmiştir. Yani, 'P' (paşanın p-si) harfinin ayağını öper gibi yatık yapılmış/çizilmiş bir 'Ü' harfi söz konusudur. Hatırlayacağınız gibi bu el-yazmasında yazar 'İP' sözcüğünü yazarken bu bileşik yazı karakterini iki boyutlu (çift çizgi ile) okuyucu bakış açısı ile 'ip' şeklinde görünür formda yazmıştı. Aynı şekilde yazar SUSAM bitkisi çizdiği sayfada bu bitkinin adını yazmış ve ilaveten sayfanın ilk sözcüğünün üzerine nokta nokta işaretler ile susam taneleri hatırlatması yapacak işaretler bırakmıştı. Yazar benzer görsel ifadeleri yazma boyunca farklı şekillerde bırakmıştır. Bu durum dahilinde, bu okuduğumuz cümlede son sözcüğün Ü harfinin P harfinin ayak kısmını öper gibi yatık çizilmesi söz konusu olmuştur. Yazar bu yazmada bu adı (veya sıfatı) ALCA veya OLCA olan hanımın bazı ahlaksız davranışlarından bu cümlenin evvelki kısımlarda bahsetmiş. Ve bu kadının sıfatlarını kullanırken bunun gibi yatık pozisyonda çizdiği harfler kullanmıştır. Yazar bu cümlenin evvelinde ÇCILU OVĞN OILGZ OPARAR ÜLGSU sözcüklerini yazmış. Yazar burada da ÇOCUKLU (çoculu) AVIKKIN OĞUL+KIZ APARIR ELKIZI yazmış. (yazar OILGZ ve ÜLGSU sözcüklerinde KIZ anlamına gelen bölümü birisinde GZ ve diğerinde GS olarak yazmıştır. Bunun sebebi, her iki sözcüğün sesli-sessiz uyumu ile ilgili bir ses dönüşümü veya bu sözcüklerden birisinin farklı lehçeden yazarın ağzına alıntı olmasından kaynaklı olabilir.) Bu kısımda 'çocuklu' sözcüğü 'hamile' veya 'çoluk çocuk sahibi' anlamında (dolaylı olarak 'utanmaz' iması ile) kullanılmışken, 'avıkkın' sözcüğü 'erkek isteyen' anlamında (aslında sözcük 'avgın' yani 'avlanmaya düşkün' anlamına gelen sözcük üzerinden yakıştırma veya ima olarak bu anlamı kazanmış olmalıdır. Ancak nedense bugün bu sözcük (avgın/avkın) sözlüklerde ya hiç görünmez ya da anlamı kaymış olarak görünür. Bu sözcüğün erkekler için bir 'anlam benzeri' kullanımını 'çapkın/çapgın' sözcüğü ile Türk dilinde görüyoruz.) OĞUL+KIZ APARIR sözcüğündeki 'aparır' ibaresi halen Azeri-Türk dili ağızlarında işlek olarak görülmekle birlikte 'götürmek', 'taşımak', 'servis-etmek' gibi anlamlarda kullanılır. Bu da muhtemelen burada adı geçen hanımın paşadan af dilemesine sebep olacak bir uygunsuz davranış içerisinde bulunmuş olabileceğini gösteriyor. Bu cümlelerin harita sayfasında bir kale çizimi yanında yazılmış olması yazarın kalenin içerisindeki bir üst sınıftan hanımdan bahsediyor olabileceği ihtimalini düşünmemizi sağlamaktadır.
Bu cümlede geçen sözcüklerin anlamı, kökleri ve sözcük-ekleri hakkında daha fazla bilgiyi 'okunmuş-sözcükler' sayfamızda bulabilirsiniz.
Bu sözcükler okunmuş olduğu 85v - 86r sayfasında; "ÜLGSU OLCO POŞAM ÖR IYAĞIN ÖPÜR" cümlesi içerisinde geçmektedir, fakat, bu cümlenin öncesi, yani bir baş kısmı da vardır. Bu uzunca cümlenin henüz tamamını incelemiş değiliz. Bizim bu bölümde incelediğimiz kısım; "ÇCILU OVĞN OILGZ OPARAR ÜLGSU OLCO POŞAM ÖR IYAĞIN ÖPÜR" cümlesi veya yarım cümlesidir. (ÇOCUKLU, AVIKKIN, OĞLAN KIZ APARAN EL+KIZI 'ALCA', PAŞAM, ‘ÖR AYAĞIN ÖPER’.) Yazar virgül veya cümle sonunda nokta işareti kullanmadığı için özellikle uzun cümlelerin nerede başladığı nerede bittiği paragrafın veya sayfanın bütünü incelendiğinde daha iyi görülmektedir. Bu cümleyi bugünkü dilimiz ile yazacak olsak, "ÇOCUKLU AVIKKIN (erkek düşkünü) OĞLAN KIZ APARAN (oğlan kız çocuklarını götüren/taşıyan/servis eden) EL+KIZI 'ALCA', PAŞAM, ÖR AYAĞIN ÖPER" şeklinde yazacaktık. Bu cümlede ALCA sözcüğü veya yazarın yazdığı şekli ile OLCO sözcüğü bir kadının adıdır (Ya-da bu kadın esir anlamına gelen OLCA sözcüğü olabilir). 'ÖR' sözcüğü "kaftanın koltuk altları" anlamında kullanılmıştır. Bu cümle hakkında daha fazla bilgi cümle okumaları sayfamızda görülebilir.
Links