ABOR / ABIOR (Third of the seven words is Arbortion)

ABOR / ABIOR (Third of the seven words is Arbortion)

Original-Latin : ABIOR (7 sözden üçüncüsü)
Transcript :
The 7 different words in folio-66r. Except for the first of these words, the rest match with drawing on the page. Especially the third word "ABIOR" is 'Abortion' in English. (Moreover, the word "abortion" and "abior" are words used in the same sense.) Along with other words, we explain below. 1- That poison (O zehir), 2- Uterus (royam/röyem = rahim) 3- Abortion (abı ormak) 4- Progeny - Husband (Dölcü + er = Refers to the man who fertilizes or the husband who gives fertility.) 5- Closing the surgical cut by squinting (talking about trying to cover the skin cut area by hand) (OYGU XSAĞN = oyuğu kısan) 6- The person who does the cutting job. (The Surgeon = SAĞN Ç7CÜ/ÇUCU = sançıcı = sançma işini yapan kimse) 7- The knowledge of the person who cuts / Knowledge of the surgeon. (PÇCÜ PİLGSÜ = biçici bilgisi) Görselde işaretlediğimiz 7 farklı sözcüğün üçüncüsü ABIOR şeklinde okunan sözcüktür. Bu sözlerden birincisi hariç, kalanları sayfadaki çizimle eşleşmektedir. Özellikle 'ABIOR' yazılan üçüncü söz İngilizcedeki 'Abortion' sözüdür. (Üstelik, 'abortion' sözü ve 'abıor' sözü aynı anlamda kullanılan sözlerdir.) Diğer sözler ile birlikte aşağıda açıkladık. Burada işaretlenen kelimeleri aşağıda yazdığım şekilde okumak mümkündür. 1-) "O ZEİR" (O zehir), 2-) "ROYEM/RÖYEM" (Rahim), 3-) "ABIOR" (Abarmış/şişmiş olanı kesmek ve toplamak anlamındadır (Ab’ı Ormak). Yani, aşırı büyümüş çocuğu anne karnını keserek çıkarmak ve kesilen yeri bir araya getirmek/toplamak (yani “dikmek” anlamında)) / ABIOR = Abortion (in English), 4-) "Dölcü - Er" (Döllemeyi yapan erkek veya döl veren koca anlamındadır), 5-) "OYGU XSAĞN" (OYUĞU (kesilmiş/oyulmuş yeri)-KISAN. Oyuk yeri kısan, yarayı küçülten veya uçlarını bir araya getirerek kapatan. Bu sayfada sol alt kısımda bir eli ile karnındaki kesilmiş yerin iki kenarını bir araya getirmiş, yani oyuğu kısmış, sıkıştırmış/azaltmış/küçültmüş bir kadın resmedilmiştir. Bu da yazılan ile çizim arasında güzel bir örtüşme örneğidir. 6-) "SAĞN Ç7CÜ"/"ÇUCU". Kelime "SAĞNÇ-YA-CÜ" veya "SAĞNÇUCU" şeklinde okunabilir. "Sançmak" bir kesici aleti batırarak kesmek anlamındadır. Sancılanmak, yani “batıcı şekilde” veya “kesilmişcesine ağrı çekmek” anlamında kullanılmış kelime ile kökteş kelimedir. Alfabe transkripsiyonumuza göre Ç7CU okunuşu ÇYCU ve Ç-YE-CU olarak okunabilir. Abc-Türeşkoşumumuzu (yapmış olduğumu alfabe transkripsiyonunu) açıklarken "yedi (7)" sayısının ses değerlerinden bahsetmiştim. Burada ’yedi’ sesinin YE- söylenişinin bazı ağızlarda YA- sesine dönüştüğünü de söyleyebiliriz. "SAĞNÇYACU" veya "SAĞNÇYECÜ" kelimesi "SANCIYASI" söylenişine de ses olarak yakınlık göstermektedir. Yani "sancılanacaktır" anlamında kullanılmış da olabilir. Yazarın bu yazım şeklini bilinçli olarak tercih ettiğini düşünüyorum. Bundan amaç kelimenin hem "sançma" işlemini yapan (yani cerrah) hem "sancılanacaktır" anlamı ile yazılmak istenmiş olmasıdır. Yazarın yaşadığı dönemde "CSAN (çızan)" kesmesinin kesme işlemini yapan kimseyi yani cerrahı anlattığını düşünüyorum. “SANÇICI” ve “SAĞNÇYCU” kelimesi de “sançma” yani “kesme” işlemini yapanı anlatmaktaydı. Yani bugün cerrah dediğimiz söze karşılık olan kelimedir. 7-) "PÇCÜ PİLGSÜ" (Kesme/biçme işlemini yapan kimsenin bilgisi, BİÇİCİ-BİLGİSİ. Burada BİÇİCİ sözünün cerrah anlamında kullanılmış olduğunu görüyoruz.) 8-) OYUCU SANCIYOR ÖLECEK ÇOCUK. Bu cümle karnındaki kesik yeri bir eli ile kıstırmış ve birleştirmiş şekilde tutan kadın çiziminin hemen üzerinde yazılmıştır. Bu cümlenin nasıl transkripsiyon yapıldığını yukarıda göstermiştik. Cümle 600 sene önceki birebir söylenişi ile şöyle yazılmıştır: “OYÇCO SAĞN ÇIYU ÜLCİ2 (ek/eki=2- ülciek / ülcieki) ÇCK” Bu yazılış şekli, rakamların ses değeri ile alfabe içerisinde nasıl kullanılmış olduğuna dair çok çok net ve çarpıcı bir örnektir. Mevcut bilgilere göre bazı sayılar 600 sene önce bu şekilde gösterilmiyordu. Mesela 4 ve 7 sayısı için bu yazmanın yazıldığı 15yy ilk yarısında bugünkü çizim şekli ile ifade edilmiyordu. Daha doğrusu bugüne kadar söylenenler bu yönde. Elbette eldeki bilgilere bakarak yapılmış bu genellemeler aynen Türklerin sadece Arap alfabesi ile yazarlardı başka alfabe kullanmadılar genellemesi gibi yanlıştır. Bilim bu tip genellemeler yapmamalıdır. Dünya üzerindeki pek az el-yazması en ince detayına kadar araştırılmış veya okunmuştur çoğunluğu halen ne detaylı şekilde okunmuş ne de araştırılmış durumdadır. Mesela bizim araştırmamıza göre Latin alfabesi ile yazılmış olan “Venetian doges of Candia” isimli 14.yy el-yazması bilinen ilk Latin alfabesi ile yazılmış Türkçe sözcükleri içeriyor. Üstelik bu yazmanın 88r sayfasında yazıların arasında 1374 rakamları geçmekte. Bu yazmada rakamların metinler içerisinde kullanılmış olduğu tek sayfa da bu 88r sayfası değildir. Başka sayfalarda da rakamlar yazılmış ancak bu sayfada 1374 yazılıdır ve buna göre hem 4 hem de 7 sayıları 14.yy yazmasında da aynen bugünkü gibi çizilerek ifade edilmiştir. [Kaynak: Beinecke Rare Book and Manuscript Library, Yale University, “Venetian doges of Candia” Manuscript on parchment of a Collection of original documents, copies, translations (from Greek and Turkish) of other documents of the Venetian doges of Candia, dated between 1299 and 1472, mostly in Latin with some later documents in Venetian dialect / Page 88r <https://brbl-dl.library.yale.edu/vufind/Record/4161309>] Araştırdığımız kadarı ile Türkiye’de Türk Dil Kurumunun elinde ve Üniversitelerin veya bazı araştırmacıların çalışmalarına esasen Latin harfleriyle yazılan ilk Türkçe metnin, 1800’lü yıllarda yazıldığı yönündeki bir bilgi mevcut idi. Yine takip edebildiğimiz kadarı ile araştırmacı Sayın Fehmi Dinçer tarafından bu bilgi çürütülmüştü. Sayın Dinçer yaptığı araştırmada, Türk tarihinde ilk Türkçe metnin, 1553 tarihinde yazıldığını ortaya çıkardı diye bazı duyuruların yapıldığını da hatırlıyoruz. Bakın burada “Voynich el-yazması” ve “Venetian doges of Candia el-yazması” olarak bilinen yazmalarda da hem 15.yy da meh de 14.yy da Latin alfabesi ile yazılmış Türkçe sözcükleri bu yazmalarda görmekteyiz. Demek ki TDK ve üniversitelerimiz bu konuları görmemişler veya araştırmamışlar. Son üç sene içerisinde olmakla bugüne kadar (2017 ila 2020 Mayıs ayı arasında) çok sayıda üniversiteye ve TDK’ya çok sayıda posta gönderip durumu bildirmemize ve irtibat kurma çabamıza karşın tek bir ilgilenen resmi devlet kurumu veya çalışanı çıkmadı. Mektuplarımıza da cevap alamadık. Bu da Türkiye Cumhuriyetinde bu kurumların başındakilerin ya işlerini doğru dürüst yapmadığını ya dünyadaki gelişmeleri takip etmediklerini ya da Türk dili ile ilgilenmediklerini veya resmi olarak ilan edilmiş posta ve elektronik posta adreslerine bakmadıklarını gösteriyor. Yani bunlardan hangisine göre konudan haberdar olmadıklarını (veya haberdar olmak istemediklerini) bilemiyorum. Ancak hangisi olsa da fark etmez çünkü işlerini doğru dürüst yapmadıklarının bana göre bir numaralı kanıtıdır. Bu koltuklarda böyle işini doğru dürüst yapmayan veya takip etmeyen kimselerin oturtuluyor olmasının Türk diline veya kültürüne bir katkısı yoktur. Konumuza dönecek olursak; Yazarın bu sayfada bahsettiği konulardan birisi normal yoldan doğamayacak kadar büyümüş bebeği anne karnından almak için yapılan sezaryen ameliyatından bahsediyor. Ancak okumalardan anladığımız kadarı ile yazar sezaryen işleminin adına ABOR/ABIOR diyor. Bu da İngilizcede de kullanılan ‘abortion’ sözcüğünün ilk yazılı örneklerindendir ve muhtemelen en erken yazılı örneğidir. Yazar yazdığı bu eserde özellikle gebe/hamile kadınlara ve hekimlere (ve de çiftçilere) bazı tavsiyelerde bulunuyor. Bu tavsiyelerin arasında karın bölgesinin nasıl kesilmesi gerektiği gibi konular vardır. Yazar bu ameliyatı anlatırken ABIOR olarak ifade ettiği (abı-ormak, yani aşırı büyümüş/abarmış olanı kesip almak ve bir araya getirmek anlamındaki) kelimeyi kullanıyor. Bu kelime abortion olarak İngilizceye alıntılanmış kelimenin en erken yazılı örneğidir. Yazmada buna benzer çoklu örnekler vardır. Yani “İngilizler, Avrupalılar kendi dillerinin geçmişine inmek isterlerse bugünkü Türkçeyi ve Ön Türk dilini öğrensinler,” dememizin sebebi buna benzer durumların çokluğu sebebi iledir.)
Links
https://brbl-zoom.library.yale.edu/viewer/1006192
https://sozce.com/nedir/114008-er
https://sozce.com/nedir/44211-bicici
https://sozce.com/nedir/100472-dol
https://sozce.com/nedir/264720-rahim
https://sozce.com/nedir/351773-zehir
https://sozce.com/nedir/271499-sancimak
https://sozce.com/nedir/271517-sancmak
Sources
- '-mek/-mak' Sözcük-eki ve Türk dilindeki diğer sözcük eklerini İngiliz dilli kimselere en iyi açıklayan kaynak: Guise, John. “Manisa Turkish. – The Turkish Language and its Grammar explained for English Speakers”. Author: John Guise. Web. 2 Feb. 2017 to 2020 <http://www.turkishexplained.com/>, Faydalanılmış olan sözlükler [Sözce Sözlük,<www.sozce.com>]