DÖYÖR (değer) ÖYÇÜ SEM (ölçsem) ÇOÇYU (çocuğu) 4 ÖLÇÜ ÇÖP+OR/ÇOP-OR UYU SÜSÜ/SU-SU

DÖYÖR (değer) ÖYÇÜ SEM (ölçsem) ÇOÇYU (çocuğu) 4 ÖLÇÜ ÇÖP+OR/ÇOP-OR UYU SÜSÜ/SU-SU

Original-Latin : DOYOR/DÖYÖR OIYÇU/ÖYÇÜ-SEM ÇOÇYU 4 ÖYÇÜ ÇÖP-ÖR/ÇOP-OR UYU SÜSÜ/SU-SU
Transcript :
Bu cümle sayfa 10r'de 3. satırdaki cümledir. Aslında yazar cümle sonlarında nokta işareti kullanmadığı için bu cümlenin tam bir cümle mi olduğunu, yoksa üstteki satırda başlangıcı ve alttaki satırda da devamının olup olmadığı belli değildir. Bu konu sayfanın tamamı tercüme edildiğinde net şekilde ifade edilecektir. Ancak sanıyoruz bu notlarımız bu cümlenin veya satırın Türkçe olduğunun anlaşılmasını sağlayacaktır. Yazarın bu satırda yazdığı ilk sözcük ATA-abc-türeşkoşumuna göre DOYOR (doyar) ve DÖYÖR (deyer/değer) şeklinde okunabiliyor. ÖYÇÜ SEM sözcükleri de ses değeri yakınlığı açısından bugün kullandığımız ÖLÇSEM sözcüğüne oldukça yakındır. Böylece ilk sözcüklerin DOYAR ÖLÇ-SEM veya DEĞER ÖLÇ-SEM olabileceğini anlıyoruz. Değer ölçmek muhtemelen bugün de kullandığımız 'değer ölçmek' / 'değer bilmek' anlamındaki sözcük olmalıdır. Yani bu ilk sözcükleri DEĞER ÖLÇ-SEM (değer bilsem) şeklinde günümüz diline çevirebiliriz. Sıradaki sözcük yazarın 'ÇOÇYU' şeklinde yazdığı ancak bugün bizim ÇOCUĞU şeklinde selendirdiğimiz sözcüktür. Bundan sonraki sözcük ise '4 ÖYÇÜ' yani '4-ÖLÇÜ' sözcüğüdür. Devamındaki sözcüğü ÇÖP-OR veya ÇÖP-ÖR ya da şeklinde okumak mümkün. Bu sözcük eğer ÇÖP OR sözcükleri ise bu ÇÖP ORMAK anlamında olabilir. OR- sözcüğü ORAK ve ORMAK (toplamak/kesmek/kesip bir araya getirmek anlamlarındaki) sözcüktür. Yazar bu sözcükleri ÇÖP OR olarak yazdıysa bu durumda yazarın ÇÖP dediği bitkilerin ince dal kısımlarıdır. Yazar OR derken de 'topla/koparıp-al' anlamında bir emir cümlesi kullanmaktadır. ÇÖP OR sözcükleri 'bir bitkinin ince dalcıklarının toplanması' emir, hareket veya öneri ifadesidir. Fakat bu ÇÖPOR veya ÇÖP ÖR sözcüğünü ses-değeri yakınlığı açısından değerlendirecek olursan, bu sözcüğün bugün Anadoluda bazı ağızlarda halen yaşayan ÇÖPER sözcüğüne eşlenmesi mümkün olabilir. ÇÖPER 'bitkilerde yaprağı ortadan ikiye ayıran ince damarlı kısımın adıdır. Ses değeri yakınlığı ile, olası gördüğümüz bu 'ÇÖPER' sözcüğünü bugün Karadeniz yöresinde (özellikle Trabzon yöresi ve çevresi) halen kullananlar vardır. Bu satırda sondaki iki kelime UYU SU-SU veya UYU SÜSÜ ya da UYU ŞUŞU şeklinde değerlendirmek mümkündür. Aslında burada bir hatırlatma yapmakta fayda vardır. Yazar pek çok sözcüğü bilinçli olarak birden farklı şekilde okunmasını istediği için ve yazma içerisinde her satırın baş harflerinde kodlama yaptığı için bu alfabeyi bilinçli olarak üretmiş olmalıdır. Bu yazmada neredeyse her sayfada ve satırda birden çok anlama gelen farklı okunuşları ile sözcükler görmekteyiz. Yazar burada da bilinçli olarak bazı sözcük eklerini ayırmakta veya ayrı yazabilecekken bazı sözcükleri bileşik sözcük şeklinde yazmaktadır. Bunlar yazarın yaptığı kelime oyunlarıdır ve yazarın bunu nasıl ve neden yaptığı ile ilgili açıklamaları çok sayıda örnek üzerinden yapacağız. UYU SÜSÜ (uyku süsü) YU ŞUŞU (uyu-şuşu yani uyuşması), UYU SU-SU da 'uyku çayı' anlamındadır. SU-SU sözcüğündeki kökteki SU sözcüğünün Türk dilinde ÇAY karşılığı kullanılan sözcüklerden birisi olduğunu bilmekteyiz. Burada SU- sözcüğünün eki olarak gördüğümüz '-SU' eki bugün kullandığımız '-U, -Ü, -I, -İ' ekleri eşitidir. { Bu, -ı / -i, -u / -ü; -sı / -si, -su / -sü ekleri, teklik 3. şahıs iyelik eki olarak da anılmaktadır. Bunlar sözcüklere iyelik şekli sahiplik, bağlılık, aitlik ifadesi verirler. İsimleri kendilerinden önce gelen ilgi halindeki bir şahıs zamirine (benim, senin, onun, bizim, sizin, onların) veya ilgi halinde bir isme bağlayan ek olarak görülebilirler. Bazı yerel ağızlarda “-Ü/-U” and “-İ/-I” gibi nesne işaretçisi son-eklerinin sonuna aynı fonksiyonda eklenmiş olan “-SÜ/-SU” and “-Sİ/-SI” olarak da görmekteyiz. Aynı zamanda ( -ı, -i, -u, -ü) ismi kendisinden sonra gelen geçişli bir fiile nesne fonksiyonu ile bağlar. (Örnek; kitap-ı (oku-) gibi. Ancak bizim örneğimizde bu sözcük ekinin görüldüğü sözcüğün cümle sonu olduğunu düşünüyorsak /yani bundan sonra cümlenin alttaki satırda devam etmediğini düşünüyorsak, bu durumda bu ekin geçişli bir fiile nesne fonksiyonu ile bağlama görevi üstlenmediği söylenebilir. Burada bu ekin nesne işaretçisi soneki olarak veya teklik 3. şahıs iyelik eki olarak kullanılmış olduğunu düşünmek daha doğru olacaktır. Paragrafın veya sayfanın tamamı çevrildiğinde bu sözcük hakkında da daha net bir çıkarım yapılabilecektir.} Bütün bu açıklamalardan sonra, yazmada sayfa 10r de yazılmış bu üçüncü satır veya cümleyi şu şekilde günümüz diline yakın hale getirelim; DEĞER ÖLÇ-SEM (değer bilsem) ÇOCUĞU 4 ÖLÇÜ ÇÖPER (yaprağı ortadan ikiye ayıran ince damar) UYKU SÜSÜ (veya 'UYU-ŞU-ŞU' ya da UYU SU-SU yani 'uyku çayı' olarak çevirebiliyoruz. Sözcüklere bağlı kalmadan anlamı çevirmeye çalışırsak bu sözcüğü; "... DEĞER-KIYMET BİLSEM ÇOCUĞU 4 ÖLÇÜ İNCE-YAPRAK-DAMARI- UYKU ÇAYI ...". Bu çeviriden anlaşıldığı kadarı ile bu incelediğimiz satırdaki yazı tam bir cümle değildir. Ancak bir cümlenin bir bölümünü incelemiş olarak elbette yazılanların Türkçe olduğunu görmekteyiz. Durum böyle iken buradaki kelimelerin ve cümlenin tam olarak çevirisini şu an yapmayalım çünkü sayfanın tamamı bugünkü Anadolu-Türk diline çevrilirken yorumlamak daha doğru olacaktır. Bu sayfanın çevirisi tamamlandığında sayfa hakkında ayrıca bir makale yazılacaktır. (Daha doğrusu yazmaya başlamış olduğumuz makale, anlamını henüz bulamadığımız için tamamlayamadığımız eksik sözcüklerin anlaşılması sonrasında tamamlanacaktır.)
Sources
Page Row Number Word Sequence/Column Number
10r 3 0