ÇAĞI ORAK / ÇA/ÇAI+ORAK (Orak Çağı)

ÇAĞI ORAK / ÇA/ÇAI+ORAK (Orak Çağı)

Original-Latin : ÇOIORAK / ÇOĞIORAK
Transcript : ÇOI + ORAK / ÇOĞI + ORAK
Folio 67r / Text in Latin: “ÇOIORAK” and-or “ÇÂIORAK” (ÇAĞI-ORAK / ÇÂI-ORAK). This is a compound word made up of two words. The first word could be “ÇOI”, “ÇAĞI”, “ÇÂI” and the second word for all is “ORAK”. The root “ÇO” is defined as “ember”, “cinder”, “hill”, “the highest point”, “the top”, “peak”, “peak time”, “maximum amount of something” (Akalın, Clauson, Gülensoy, Orucov, Sözce). The root “Ç” has many definitions of which the applicable ones are only “age” and “time” (Sözce). The root “OR” is defined as “to separate”, “to cut”, “to gather”, “to put together”, and “to harvest”. This root often appears in its infinitive suffixed form of “ORMAK” (Akalın, Clauson, Eyüboğlu, Gülensoy, Sözce). The word “ÇAĞ” by itself shares many common definitions with “ÇÂI”. Both of these words are phonetically related; however, throughout dialectic variation and time, the definitions started to get additional meanings. The word “ÇÂI” has “-I” as a suffix which is the equivalent to articles such as “the”. The word “ÇAĞ” is defined as “period of time”, “season”, “time”, “age”, “century”, and “era”. The shared original definitions for both “ÇAĞ” and “ÇÂI” are “(the) time” and “(the) age” (Akalın, Clauson, Eyüboğlu, Gülensoy, Orucov, Sözce). The second word that makes up the compound one is “ORAK”; the direct definition of this word is “harvest”, “reaping-hook” and “July”. In some dictionaries, the definition of “August” is also provided, but this definition is used by a dialectic minority that derived it from geographical influence – as their harvesting period is probably August (Akalın, Clauson, Eyüboğlu, Gülensoy, Orucov, Sözce). In accounting for all of these definitions, the word is translated as “the time for harvest”, “the harvesting season”, and-or “period of July”. It is important to note that the calendar illustration does have this words as the 7th month, thus we simply relate this to the month of “July”. / Appendix (Note): 'Suffix and Their Roles'; “-Ü/-U” and “-İ/-I”: these are an Object Pointer Suffixes. In modern day Turkish “-Ü/-U” suffixes are replaced with “-İ/-I” (Clauson, Guise). / [Sözce-Sözlük, ORAK=TEMMUZ = July ;<http://www.sozce.com/nedir/242482-orak>] , [<http://www.sozce.com/nedir/67595-cag>] , [<http://www.sozce.com/nedir/67595-cag-ii>] , [<http://www.sozce.com/nedir/77898-co>] , [<https://obastan.com/az/search/?q=%C3%A7%C3%B6l>] , [<http://www.sozce.com/nedir/79699-col>] Sayfa 67r’de yılın 7. ayı için “ÇOIORAK” kelimesi yazılmış. Bu kelimede ikinci harf “I” veya “C” olarak okunabiliyor. Bu sebeple kelime “ÇOIORAK”, “ÇÂIORAK” (ÇAĞI-ORAK / ÇÂI-ORAK) veya “ÇO-CORAK” olarak okunabiliyor. Kelime eki “-i / -ı” (object pointing suffix. [Clauson, Guise]) “ORAK” kelimesi “ekin biçme aracı veya aleti”, “ekin biçmek/ormak”, tahılı biçme vakti ve “TEMMUZ” anlamında kullanılan kelimedir. “ÇORAK” kelimesi ise “kurak”, “susuz”, “kuru ve yağışsız dönem”, “kuru arazi”, “kuru dönem”, “kurumuş ek”, “kuruyarak kararmış/solmuş şey”, “kısır/doğurgan olmayan”, “bahtı kararmış”, “iç suyu çekilmiş/yaşam suyu olmayan” gibi anlamlara gelmektedir. Türk dilinde “ORAK AY’I” sözü “TEMMUZ AY’I” anlamına da gelmektedir. [Clauson, Gülersoy, Akalın] “OR” kök kelimesi: Kesmek, ayırmak, bir parçayı diğerinden kesip veya farklandırıp ayırmak (separating, cut, gather (put together), harvest) anlamındadır. [Clauson, Gülersoy, Orucov, Akalın, Eyüboğlu] Bu kelime İngilizceye hem bir kelime eki hem de bir kelime olarak girmiş olabilir. Kelime Ön Türkçede “kesip almak ve başka yere katmak”, “kesip almak bir araya getirmek”, “kesip almak onarmak”, “kesilenlerden birini seçerek/toplayarak/biraraya-getirerek almak veya ondan faydalanmak” anlamlarında kullanılmış olmalıdır. Bu "-or" eki, vasıf isim, nitelik isim sözcükleri oluşturan eleman (word-forming element making nouns of quality) olarak İngilizceye Latinceden geçmiştir. Latincede "-orem (nominative -or)" olarak görülmüş olan kelime Ön Türk dilinden evirilerek zaman içerisinde Latinceye geçmiş bir yansıma sestir diye düşünmekteyim. Bu ses muhtemelen taze otların veya kuru tahılın kesilmesi zamanı kesici alet ile tahıl sapına vurulduğunda çıkan sese benzetilmiş olabilir. Tahıl alındıktan sonra ondan faydalanılması, sapın bir kısmının toprakta kalması ancak koparılan kısmının üst üste istiflenerek seçilen ve istiflenen kısımdan faydalanılması anlamı bu kelimeye yüklenen en erken anlamlardandır diye öngörülebilir. Bu işlem muhtemelen (bir ihtimal) tarımın keşfinden önce de olmuş olabilir. Bu tahılların veya bitkilerin tabiatta doğal ortamından kesilerek yenilmesi amacı ile alınmış olması dolayısı ile bu bitkinin kesilerek alınış işlemi sırasında çıkan sesin bir yansıması olarak doğmuş olmalıdır. Bu "or" kelimesi bir kelime eki olmak dışında İngilizceye bir anlamı ile daha girmiştir. Kelime, Erken Germanik dilde oder/odar olarak seslendirilmiştir. Kelimenin anlamı yine de Ön Türk dilinde ‘otu/bitkiyi (kesici darbesi vurarak) kesip alır’ manasındadır. Ancak kelime Rus diline “UDAR” yani “darbe” anlamı alınarak geçmiş görünüyor. Fakat Erken Germanik ODAR kelimesi İngiliz diline, “ikisinden birisi”, “seçeneklerden birisini almak” gibi (either/or), (choice between alternative) anlamlarında da girmiş veya alıntılanmış görünüyor. Bu anlam bu kelime için Ön Türkçede de vardı. Od-er (ot-ar/otu biçer-faydalanacağını bölümü alır/toplar/bir araya getirir) demektir ancak bu anlamı Eski Almancaya ‘parçalardan birini seçmek’ şeklindeki dar anlamıyla geçmiş olabilir. Kelime Eski Türkçede “od-or-ar” ve/veya “od-orar” şeklinde ayrı kelimeler şeklinde seslendirilmiş olmalıdır. Bu konu erken dil kelimelerinin çok geniş anlamlar almış olduğu ve zamanla anlamların daha dar alana indirgendiği görüşümüzü çok çeşitli kelime örnekleri üzerinden açıkladığımızda daha net şekilde anlaşılacaktır. Ne yazık ki dilbilimciler çoğunlukla konuşmaların doğduğu erken dönemlerde kelimelere tek veya az sayıda anlam yüklenmiş olduğunu düşünüyorlar. Bu çok büyük bir yanılgıdır. Gerçek durum bunun tam tersidir. İngilizcedeki “JULY (Temmuz)” kelimesi Eski Türkçede “ÇÖL-AY” veya “ÇOR-AY” olarak söylenen “kuru-ay/susuz-ay” anlamına gelen iki kelimenin zaman içerisinde evirilerek İngiliz diline alıntılanmış olan seslendirilişidir. Çöl-ay kelimesinin bir diğer anlamı dışarıda (çölde) geçirilen ay anlamındadır. Temmuz ayı sıcak olduğu için köylerde bu ayda geceleri dahi damda veya çardak da uyumak yaygın görülen bir şeydir. Bu okumalarımıza şaşırmayın. Batıda yaygın bilinenin aksine olmakla, Tarımı, hayvancılığı ve yazıyı keşfeden atalarımız sayesinde tarım ile ve hayvancılık ile bağlantılı olan neredeyse bütün eski sözler Hint Avrupa denilen dillere Ön Türk dilinin hediyesidir. JULY (Temmuz) kelimesine baktıklarında, Batılı dilbilimciler kelimenin bir şekilde “Julius Caesar” isminden “Julius” söylenişi ile bağlantılı olduğunu düşünmüşlerdir. Caesar sözünü ise bugün aşırı büyümüş ve normal yoldan çıkamayan çocukların anne karnının kesilerek çıkarılması ameliyatının adı olan sezeryen işlemine adını verdiğini düşünmüşlerdir. Şaka değil. Batıya göre adamın adı ve soyadı bir takvim ayı ve bir ameliyat tekniğine adını vermiş. Şimdi bu kafa bizim okumalara anagram kendi okumasına ise bilimsel demeye devam edebilir. İşte bu sebeple eski yazıları onlar değil ama biz okuyoruz. Ne yapsınlar, daha eskiye giderek kelimelerinin köklerini bulamamaktalar. Ancak Julius kelimesinin dahi Ön Türk dilinde “çoğan-us” / “cuğan-us” söylenişinden geliyor olma ihtimali vardır. “Çoğan” kelimesi “çoğalan”, “can”, “hayat”, “çocuk” gibi anlamlara gelmektedir. “Us” kelimesi ise akıl anlamındadır. Bu iki kelime “Juli-us” şeklinde bir araya geldiğinde “hayat-aklı”, “can-aklı” olarak anlamlandırılabilir. Kelimeyi “hayatta kalma aklı” olarak da çevirebiliriz. Bu nedenle bu kelime “hayatta kalmayı becermiş kişi”, “kahraman” veya “gazi” gibi anlamlarda kullanılmış olabilir. “Çoğan” kelimesi hakkında ve kelimenin nasıl doğduğunu ayrıca detaylı olarak yazacağız ve bu kelimenin yazılı en eski örneklerini de göstereceğiz. Şu an “can”, “çağ”, “çağa”, “çok”, “çokan”, “çoğan”, “çöğen / çöven” gibi kelimelerin bu kelimeden türeme kelimeler olduğunu burada yazmış olalım. “ÇOI+ORAK”, “ÇA+CORAK” kelimesindeki “ÇOI” veya “ÇA” olarak yazılan kök “ÇAĞI” anlamındadır. Kelime “ÇAĞIORAK” veya “ÇAĞIÇORAK” yani “orak çağı” ve “kurak çağ (kurak dönem)” şeklinde anlamlandırılabilir. Burada yine yazarın bilinçli şekilde kelimenin ikinci harfini “I” ve “C” arası bir çizi/işaretleme ile yazdığını düşünebiliriz. Kaldı ki Casear (Sezar) kelimesi de kulağımıza yabancı gelmemektedir. Bu kelimenin olası köklerini de ayrıca “sezaryen” olarak bilinen kelimeyi açıkladığım yerde yazacağım. {Bu kelime hakkında ilave notlar ve referanslar: ÇAĞ : (ÇAĞI = ÇÂI = ÇA): Dönem , mevsim, zaman, yaş, asır, (belli bir süre veya dönemi ifade etmek için) (Period, season, time, age, century, throughout, during), [Clauson, Gülersoy, Orucov, Akalın, Eyüboğlu]. “ÇO”: Köz (Embers, cinders, ember), tepe (hill), doruk, bir şeyin üst, son veya uç noktası / üstü ÇO’I / ÇAĞ’I-OR (a highest point, top, peak, over, apical, height, the peak side of something, peak period of something, maximum amount of something), (ÇO -; Bir şeyin ‘EN’de olma hali (Örnek; en kızgın, en çok, en sıcak, en yüksek, en uzun zaman, en kısa zaman, en yukarıda olan kısım, en coşkulu, en ışıklı, vb)), [Clauson, Gülersoy, Orucov, Akalın]. “ÇO'ı-ORAK”: Tepesi orak şeklinde (sickle-shaped hill side). Temmuz üstü, Temmuz dönemi, En sıcak (közlü) dönem, (during July, (during the month of harvesting)). Temmuz “July” (Çölay). Çöl: Dry, wilderness, land, field , deserts . Ay: Month, Moon. Çölay/Çoray: the dry month, the arid month (in old Anatolian Turkish). Çöl-Ay: Burada “çöl” kelimesinin “kurak” ve “dış alan” anlamları da olduğunu hatırlatalım. Bu unutulmuş kelimemizi bugünkü Anadolu Türkçemize ‘kurak ay veya dış mekân ayı’ olarak tercüme edebiliriz. Çöl-ay vakti insanlar gündüz tarım ve hayvancılık ile ilgilenir ve gece de sıcak yüzünden evlerin damında yatarlardı. Yani vaktin çoğu dış mekânda geçerdi. Bu kelime her iki anlamı ile de bu ayı tanımlamak için oldukça uygundur. “ORAK”: Orak ayı (July), orak zamanı (harvesting season, harvesting time, harvesting period), [Clauson, Gülersoy, Orucov, Akalın, Eyüboğlu].} Kelimemiz ÇAĞI-ORAK kelimesidir ve ORAK kelimesinin geçmişte doğrudan doğruya TEMMUZ ayını ifade etmek için de kullanılmış olduğunu biliyoruz. Bu el yazmasında bulunan ve “takvim sayfası” olarak adlandırdığımız ve incelediğimiz bu sayfada, bir saat gibi dairesel ve 12 bölmeli çizimin saat 7 istikametine gelen bu ORAK yani TEMMUZ anlamındaki kelime yılın 7. ayını göstermektedir. Elbette bu oldukça net ve itiraz edilemeyecek sadelikte yazılmış bir çizim kelime eşleşmesidir. Bu el yazmasında Takvim sayfasında saat 7 istikametinde yazılı bu kelime “ÇAĞI-ORAK” yani ORAK-ÇAĞI kelimesidir ancak isteyen ÇAĞI-Temmuz (Temmuz dönemi) olarak da bugünkü Anadolu Türkçesine çevirebilir. Sümerolog Sayın Muazzez İlmiye Çığ TEMMUZ sözünün de Sümerlerde DUMUZİ olarak var olmuş olduğunu belirtmektedir. Turani bir dil olan ve bugün yaşayan diller arasında en yakın akrabası Türk dili olan Sümer/Kenger dilinde bu sözün çobanların/çiftçilerin Tanrısının adı olması da yine güzel ve bu sözün kök anlamlar bütününe uygun bir örtüşmedir.
Links
https://brbl-zoom.library.yale.edu/viewer/1006194
http://www.sozce.com/nedir/242482-orak
http://www.sozce.com/nedir/67595-cag
http://www.sozce.com/nedir/67595-cag-ii
http://www.sozce.com/nedir/77898-co
https://obastan.com/az/search/?q=%C3%A7%C3%B6
Sources
[Sözce-Sözlük, ORAK=TEMMUZ = July ;<http://www.sozce.com/nedir/242482-orak>] , [<http://www.sozce.com/nedir/67595-cag>] , [<http://www.sozce.com/nedir/67595-cag-ii>] , [<http://www.sozce.com/nedir/77898-co>] , [<https://obastan.com/az/search/?q=%C3%A7%C3%B6l>] , [<http://www.sozce.com/nedir/79699-col>]
Sources
Page Row Number Word Sequence/Column Number
67r 0 0