OV EREN / OP EREN / OK EREN / ÖK EREN

OV EREN / OP EREN / OK EREN / ÖK EREN

Original-Latin : OPARAN / ÖPEREN / OFEREN / ÖFEREN / OFARAN (veya baştan içinci harf bir ayağı azca uzun yapılmış bir X sesi ise OXEREN/ÖXEREN/OZARAN)
Transcript :
Yazarın OPARAN / ÖPEREN / OFEREN / ÖFEREN / OFARAN okunur biçiminde yazdığı sözcük de muhtemelen bir bileşik sözcük olmalıdır. Aslında ikinci harfin bir ayağı diğerine göre biraz kısa yazılmış olsa da yazmada çoklu yerlerde geçen diğer P/F ses değeri taşıyan harfler ile kıyaslandığında bu ikinci harfin Latin denilen alfabedeki gibi X yazılan (fakat bu yazmada X ve H sesleri veren) harfe yakın bir yazılış biçimi de az-çok söz konusu edilebilir. Buna göre sözcük belki de yazar tarafından OXARAN / OXEREN / ÖXEREN olarak da yazılmak istenmiş olabilir. Burada baştaki OX- sözcüğünü günümüz diline OK- biçiminde ÖX- sözcüğünü ise ÖK- biçiminde çevirebiliriz. -EREN sözcüğü ise Anadolu ağızlarında çok sayıda bölgede “KIZILCIK” anlamında kullanılmaktadır. Yani sözcüğün kökü durumundaki ilk hecesinin bir sıfat / niteleme olması ve ona bitişen ve KIZILCIK anlamında kullanılan ve -EREN biçiminde kullanılan sözcüğün ise bitkinin adı olması olasılığı vardır. Böylece ilk hece ÖK- veya OK- ise bu bitki OK+KIZILCIK, veya ÖK+KIZILCIK diye anılıyor olabilir. Fakat biz yazarın yaşadığı dönemde onun kullandığı pek çok sözcükte “O” sesinin bugün “A” sesine dönüşmüş olduğunu kaydettik. Eğer yazar AK (beyaz anlamında) sözcüğünü OK- biçiminde yazıyorsa bu günümüzde AK+KIZILCIK adında bir bitki de olabilir. Bildiğimiz kızılcık kızıl renk meyvesi olan bir bitkidir fakat belki de meyvesi dış görünüş olarak ak renkte olan bir başka bitki türü “ak+kızılcık” olarak anılıyor da olabilir. İlk sözcüğü doğrudan doğruya ikinci harfin P/F olduğu kabulüne göre OP-/ÖP-/ÖF-/OF- okunuşları ile değerlendirirsek ortaya farklı sözcükler çıkmakta. OF sözcüğünün F/V ses değeri değişmesi ile ses değeri yakını olan OV- sözcüğü de bu sıraya katılabilir ki OV sözcüğünü “su” anlamında da kullanan ağızlar vardır. Fakat SU-KIZILCIK veya SU-KIZILCIĞI adında bir bitki adı bulabilmiş değiliz. Aynı şekilde ÖP+KIZILCIK sözcüğü de uygun düşmeyecektir. Fakat bu sözcüğü OP+KIZILCIK sözcüğü olarak düşünürsek, OP- sözcüğü kök anlam içerisinde Opmak (içine çekerek şişmek, şişmanlamak ve-veya içine çekerek opri/opruk/obruk gibi çökmek) anlamları vardır. Tabi bunu yazarken OBRUP (OPRI/OPRİ) ve OPMAK sözcüklerinin kökteş olduğunu düşünmemizden hareketle yazmaktayım. Bu durumda bu bitkinin adının “içine çekerek çökmüş (muhtemelen gamze benzeri yapı için de ad olarak kullanılmış olmalı)” anlamında veya “içine çekerek şişmiş anlamında (şişman anlamında kullanılmış olabilir)” bir sıfat veya nitelik belirten sözcükle oluşturulmuş olabileceğini de düşünebiliriz. Sonuçta OK+KIZILCIK, AK+KIZILCIK, ÖK- (kök) yani KÖK+KIZILCIK, ŞİŞMAN+KIZILCIK, ÇÖKMÜŞ veya GAMZELİ+KIZILCIK adında bitki tipleri mevcut mu veya geçmişte bu ad ile anılmış olabilecek KIZILCIK türleri var mıydı bu konuda yorumu yine bitki bilimcilere ve onlarla çalışacak dil bilimcilere bırakmak gerekir. Sözcüğün köke bileşeni +KIZILCIK anlamında da kullanımı olan +EREN sözcüğü olduğu için bu bitki çizimi yanındaki bu sözcüğü bir bitki sözcük eşleşmesi olarak not etmiş bulunuyoruz. İlaveten OPARAN sözcüğü ses değeri yakını APARAN 8götürenü taşıyan anlamındaki) sözcüğü de dilimizde yaşamaktadır. Bakını: https://sozce.com/nedir/114271-eren https://sozce.com/nedir/244997-ov https://sozce.com/nedir/240013-ok https://sozce.com/nedir/115157-ermek-irmek https://sozce.com/nedir/246940-ok Not: Biz yazarın P/F okunan ikinci harfin tek ayağını özellikle biraz kısa yaparak bunu “X” biçiminde okuyanlar için sözcüğün ses değerini değiştirerek anlamını da değiştireceği biçimde planlı olarak bu yazım biçimini kullandığını düşünüyoruz. Çünkü buna benzer durum yazma boyunca çok sayıda tekrarlanmıştır ve bu sayede yazar tümce bütünlüğünü bozmadığı halde farklı okunabilecek sözcükler sayesinde bir tümce yazarak bunun birden fazla şekilde algılanmasını / anlamlandırılmasını istemiş olmalı. Bu sebeple bu sözcüğü ÖXEREN > ÖK+EREN (kök veren / kök çıkartan) biçiminde okuyabilmek veya aynı anda ÖXARAN > ÖK+ARAN () okuması yapabilmek mümkün olmaktadır. Bu eğer böyle ise yan yana ve her birisi bir bitki çizimi yanında yazılan bu bitki adlarının aynı anda bir ardıcın hat boyunca yan yana okunduğunda bunların hem de bir tümce oluşturması söz konusu olmuş olmalı diye düşünmek mantıklı olacaktır. Böylelikle aynı satırda yazılan sözcükleri tümce oluşturup oluşturmadığı açısından da bakmak mantıklı olacaktır. Burada ÖK, EREN ve ARAN sözcükleri anlam içeriğinde neler olduğuna da bakmamız gerekirse, öncelikle ÖK sözcüğünün ve KÖK sözcüğünün ortak kökten anlam içeriğini paylaşarak ses değeri ile de ayrışmış olan biçimler olduğunu söyleye bilirim. Dil bilimciler bu sözcükleri ortak kökten görür veya görmez bu sözcüğün tanımını doğru yaparsak kökteki anlam içeriklerini daha iyi anlayabiliriz. ÖK sözcüğü “herhangi bir canlının var oluşunu başlatan ilk unsurlar” olarak tanımlanmalıdır. ÖK sözcüğü bir insan için kullanılacaksa onun var oluşunu sağlayan ilk unsurlar “anne ve baba” ve/veya “yumurta ve sperm ya da döllenmeyi gerçekleştiren taraflar” olarak anlaşılmalıdır. Örneğin ÖKSÜZ sözcüğü “anne ve babası olmayan” anlamındadır fakat zamanla belli bölgelerde anlam eksilmeleri ile bu sözcük “annesi olmayan” veya “babası olmayan” anlamında da kullanılmış olabilir. Bitkiler için ÖK o bitkinin doğumunu sağlayan tohumu ve/veya kökü yaratan unsurlardır, tozlaşma ile çoğalmayı sağlayan unsurlardır ve/veya kökün gelişmesidir. Yani ÖK ve KÖK sözcükleri bugün birbirinden ayrışmış anlam içeriklerine sahip olsalar da ortak anlam içeriklerini bugün bile taşırlar. EREN sözcüğünün “bollaşmak/artmak/uzamak/boy-vermek/önceki durumuna nazaran gelişmek, yetişmek, ermek” anlamları kök anlam içeriğinde mevcuttur. ARAN sözcüğünün de “aramak/aranmak, arıyor olmak” anlamı kök anlam havuzunda mevcuttur. Yazarın bu bilgiyi kullanarak yeni bileşik sözcükler oluşturması söz konusu olmuştur ve yazar bunu yazma boyunca muhtelif sözcükler oluşturarak yapmaktadır. Bu nedenle yazar ÖK+EREN yazdığında bu sözcüğü “köklerini yetiştiren/uzatan”, “doğumu/var-oluşu başlatan” ya da bir bitki için “kök verir olan”, ”kök vermeye başlayan/kök-çıkaran” anlamında kullanılmış olmalıdır. ÖK+ARAN sözcüğü ise “köklerini arayan”, “kendi var oluşunu sağlayan unsurları arayan”, “anne babasını arayan” anlamındadır fakat bir bitki için bu yazılıyorsa bu sözcük özellikle de “köklerini oluşturmaya çalışan”, “kök çıkartmanın yollarını/ortamını/şartlarını arayan” anlamında da kullanılabilir. Bu arada ben ÖK+EREN sözcüğünün aynı zamanda “kendini arayan” / “köklerini arayan” veya “kendine eren” / “köklerine eren” gibi anlamlarda da kullanılabileceğini düşünmekteyim. Çünkü birbirine bitiştirilen bu sözcüklerin kök anlam havuzlarında bu anlam içeriklerinin ifadelerini/unsurlarını görmek mümkün.
Links
https://sozce.com/nedir/246940-ok
https://sozce.com/nedir/115157-ermek-irmek
https://sozce.com/nedir/240013-ok
https://sozce.com/nedir/244997-ov
https://sozce.com/nedir/114271-eren
Sources
https://sozce.com/nedir/114271-eren https://sozce.com/nedir/244997-ov https://sozce.com/nedir/240013-ok https://sozce.com/nedir/115157-ermek-irmek https://sozce.com/nedir/246940-ok