ŞALAK
Original-Latin : ŞAILAK
Transcript :
ŞALAK (ŞAILAK, SALATALIK, HIYAR / 'Cucumber' ve 'Cucumis-Sativus')
Sayfa 8r olarak bilinen (folio 8r) bölümde çizilmiş bitki yaprağının görünümü salatalık, kabak, kavun, karpuz, gibi bitkilerin yaprak yapısına benzemektedir. Bu sebeple bu sayfada bu bitkilere Eski Türkçede verilen adları hızlıca taradık ve bunda da bir isim-çizim eşleşmesi gördük.
Folio 8r sayfasında ŞALAK sözünü okuduk. Geçi yazarın bu sözü ŞAILAK olarak yazdığını göre bilirsiniz ve bu yazım şekli gösteriyor ki aradan geçen yıllar içinde sözün ses değeri neredeyse değişmemiş. Şalak sözü salatalık demektir. Daha doğrusu salatalık ve hıyar sözleri şalak sözü ile eş anlamlıdır. Bu sözü 'tohuma kaçmış hıyar' için kullananlar da vardır. Bu sözün İngilizcesi ve Latincesi 'Cucumber' ve 'Cucumis-Sativus' dur.
Uzmanlık veya araştırma konusu bitkiler olan başka kimseler de bu sayfada yapılan çizimin salatalık bitkisi olduğunu yazmışlardır.
Bu kelime alfabede S ve Ş ayrımı olmaması dolayısı ile SAILAK (SALAK) ve ŞAILAK (ŞALAK) olarak okunabilmektedir. Türkçenin ses uyumu kuralına uygun olarak son 600 senede anlaşıldığı kadarı ile sadece AI şeklinde yan yana gelen iki sesli harften ikincisi düşerek kelime ŞALAK ve SALAK halini almıştır. Yani bu değişiklik oldukça küçük bir değişikliktir ve neredeyse kelime aynı şekilde kalmıştır. Yan yana gelen sesli harflerden birisinin ses uyumuna göre düşmüş olması Türk dili dahilinde sıklıkla görülen bir durumdur.
Türkçede ŞALAK, SALATALIK, HIYAR şeklinde söylenen bu kelimenin bu el yazmasında yazılan şekli ŞALAK ve SALAK olarak görülüyor. Bu farklı yazılış şekillerinin, yani SALAK ve ŞALAK sözünün ortak bir anlamı var. Türk dilinde bir kişiye HIYAR dediğinizde halk arasında bu kişinin SALAK / APTAL veya işe yaramaz olduğu anlaşılabilmektedir. Yani SALAK ve onun eş-anlamlısı olan HIYAR söylenişi arasında böyle bir ilginç ortak anlam vardır. Bu sebeple bu el yazmasında kelimenin SALAK ve ŞALAK şeklinde okunuyor olması bir tesadüf gibi görünebilir. Ancak bana göre bu da bir tesadüf değil. Kelimenin eskiden hem SALAK hem ŞALAK olarak söyleniyor olduğunu düşünmekteyiz. Üstelik ŞALAK, SALAK ve SALAT/SALATALIK kelimeleri de ortak kelime kökünden türetilmiştir. Salatalık sözü salata sözü salak sözü ve şalak sözü ortak köktendir ancak dil bilimciler bunlara farklı köken göstermekteler. Salata sözünün İngilizcedeki Salt (tuz) sözü ile ortak kökten geldiğini düşünürler. Onu da Latince salare sözüne bağlarlar. Ancak tuz anlamına gelen söz ile ortak kökten değildir. Bu konuda ayrıca makale yazıp köklerini gösterdik. Üstelik şu an bu ATA-elyazması bu salatalık analmındaki SALAK ve ŞALAK okunan sözün yazılı olarak geçtiği en eski kaynaktır. Sözün kökü SALLAK yani sallanır durumda olmak fiili ile ilgilidir. Bu sözü kavun, karpuz, kabak ve salatalık için ad olarak atalarımız kullanmıştır.
• In Turkish, a vowel often follows a consonant, and a consonant often follows a vowel. Throughout most old Turkic-languages, two vowel letters in a word could follow each other (Such as: “ŞAILAK”). In modern Anatolian Turkish, generally, the second vowel in a side by side structure can be dropped while the first vowel still maintains its function (Such as: “ŞALAK”). The vowel harmony rule governs this concept. (Simply, vowel Harmony in Turkish means echoing phonetic value of the previous vowel in a word, that means the vowels of suffixes must mirror the final vowel of the root word being suffixed in a same phonetic value. Most suffixes must follow the rule of vowel harmony. (Such as: “ŞALAK”))
Synonymous to the word “ŞALAK”: “Salatalık”, “hıyar” (Cucumber, “Cucumis Sativus”), and “salak”. (SALAK: “salak” “aptal” – if directed towards a person – is defined as “idiot” or “stupid”. It refers to situations in which mental functions are not fully functioning because they are too old or too young. But if it is used for describing a plant, it also means “it is worthless to eat because it is unripe and-or very mature and watery despite being useful as a seed”. Thus, in different Turkish dialects, this word may describe either a “cucumber, zucinni, melon, watermelon or pumpkin”, as they are considered watery vegetables and fruits. However, some dialects employ the word to describe underdeveloped and-or overdeveloped “watermelon, pumpkin, melon, zuccini or cucumber”.
In summary, the definition – accounting for the dialectic, geographical and cultural differences – for the word “ŞALAK” is suggested to be “an underdeveloped and-or overdeveloped watermelon, pumpkin, melon, zuccini or cucumber that is not good for consumption, for it is only used for its seeds”. However, a great majority of Turkic dielects employ this word to describe an “unconsumable cucumber that is used for its seed”.
Links